Examples of using "Dort" in a sentence and their turkish translations:
Orada mı yaşıyorsun?
Onu oraya bırak.
Orada dur.
Tom orada yaşıyor.
Oraya bak.
Şu taraftan!
Orada!
Tom orada yaşadı.
Tom orada çalıştı.
Oraya girmelisiniz.
Oradaki nedir?
- Orada doğdum.
- Ben orada doğdum.
Tom oradan hoşlanıyor.
bir saat içinde doğmazsa
Bu tarafta, kayalıklara doğru mu?
Onlar orada yaşıyor.
Oraya adınızı imzalayın.
O orada.
Ben oradayım.
Onlar oradalar.
Hiç kimse orada değil.
Tom'u orada tutun.
Tom orada kaldı.
Tom orada durdu.
Tom orada bekledi.
Tom orada çalışıyor.
Orada oturduk.
Orada durdular.
Orada bekle.
O taraftan, lütfen.
O, Tom'un çalıştığı yer.
Tom orada.
Oradaydık.
Orata kar yağıyor.
Orada yağmur yağıyor.
Orada kar yağıyor.
Onu oraya bırakın.
Oraya bak.
O, Tom'un çalıştığı yer.
Kim oradaydı?
Üç adam vardı.
Tom'u orada buldum.
Orada mıydın?
- Oraya saat kaçta vardınız?
- Oraya ne zaman vardın?
Orada birini gördün mü?
Elbiselerim orada.
Tom orada sizi bekliyor.
Şuradakine bak.
Orada kimle birliktesin?
Bu yaşadığım yerdir.
Ne kadar süredir oradaydın?
Orada değildin.
- Oraya gideyim deme.
- Oraya gideyim demeyin.
O neden orada?
Oraya gitmemelisin.
Oradaki o adamı seviyor musun?
O, artık orada yaşamıyor.
Onlar ne kadar süredir oradaydı?
- Hiç orada bulundun mu?
- Hiç oraya gittin mi?
Oraya tek başıma gitmek zorunda kaldım.
Helikopter orada.
ve oradaki herkesi yok etti
Bu paralar orada bir kalsın
Yoktur çünkü
Ve orada can veriyor
Beni bir yere bırakmadı.
Oradan aşağıya in.
Onlar orada oturmaya devam ettiler.
O, iş için oraya gitti.
- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- Kahvaltısını sıklıkla orada eder.
- Kahvaltısını çoğu kez orada yapar.
Orası 223-1374 mü?
Orada görüşürüz.
O orada oynuyor
Oraya gitmeliyim.
Sorunun olduğu yer orasıdır.
Dün oradaydım.
O, tesadüfen oradaydı.
Bütün elmalar orada.
Tom orada olacak.
Bu doğduğum yer.
Orada olacağız.
O orada yalnızdı.
İsa'nın annesi oradaydı.
Bir oğlan var.
- Hepimiz orada bulunduk.
- Hepimiz oradaydık.
Biz orada yaşıyoruz.
Tom orada olabilir.
Tom orada olmak istedi.
Tom orada oynuyor.
Tom iş için oraya gitti.