Examples of using "Grund" in a sentence and their turkish translations:
Eğer her şeyin bir sebebi varsa, sebebin sebebi var mıdır?
Kimse sebebini bilmiyor.
Sebebi her neyse
Nedeni ise şu
nedense?
Olan her şeyin bir sebebi vardır.
Bana bir sebep ver.
Nedenini anlamak kolay:
sebebi ise bilinmiyor
Tom nedeni biliyordu.
Tom sebebini biliyor.
Bana bir sebep göster.
- Sebep fark etmez.
- Sebebin bir önemi yok.
Bir sebebe ihtiyacım yok.
Sebep yokken güldü.
O nedenini biliyor.
O nedenini biliyor.
Mary sebebini biliyor.
Tom sebepsiz güldü.
- Sebep açıktır.
- Sebep açık.
Endişelenecek bir şey yok.
Hiçbir şey sebepsiz olmuyor.
Tom sana nedenini söyledi mi?
Sebebini anlıyorsun, değil mi?
- Ziyaretinizin amacı nedir?
- Ziyaret amacınız nedir?
Kızmak için nedenin yok.
Nedenini anlamak için
vazgeçmemiz veya teslim olmamız için bir sebep değil.
Sebep ne olabilirdi?
- Sebebi bilmek istiyorum.
- Sebebini bilmek istiyorum.
Herhangi bir neden düşünebiliyor musun?
Belki nedeni bu.
Bu gerçek neden.
Sebep nedir?
Benim özel bir sebebim var.
Onun için sebep neydi?
Bu tek neden mi?
O en önemli nedendir.
- Sebebini sordum.
- Neden diye sordum.
Bu sebep değil.
Bir sebep daha var.
Tom sebebi bilmiyor.
Tom'un iyi bir sebebi vardı.
Bunun sebebi çok basit.
İyimserlik için neden var mı?
Tom bize nedenini anlattı.
Bunun için herhangi bir neden görmüyorum.
Gemi karaya oturdu.
- Artık nedenini fark ediyorum.
- Şimdi sebebini fark ettim.
- O iyi bir neden değil.
- O iyi bir gerekçe değildir.
Tom'a nedenini söyledim.
Korkmak için hiçbir sebep yok.
O, panik yapmak için bir neden değil.
Kızmak için hiçbir neden yok.
Gitmek için bir sebebe ihtiyacın yok, eğer kalmak için bir sebebin kalmadıysa!
Onu yapmak için hiçbir nedenin yoktu.
Kızgın olmak için herhangi bir gerekçen yoktu.
Sana nedenini söylemeyeceğim.
Sana yalan söylemek için hiçbir nedenim yok.
- Tom'un öfkelenmek için hiçbir nedeni yoktu.
- Tom'un sinirlenmesini gerektirecek bir sebep yok.
Bunun da sebebi var;
Endişelenecek bir şey yok.
Endişe için bir neden yok.
Sizin tartışmanızın nedeni neydi?
Hiç acelesi yok.
Oraya niçin gittin?
- Ağlamanın sebebi neydi?
- Ne sebeple ağladın?
O, bazı nedenlerden dolayı popüler değildir.
Buraya o nedenle geldim.
Nedenini bildiğini düşünüyorum.
Yakınmak için hiçbir sebep yok.
Bu benim yüzümden, değil mi?
Alarm için neden olmadığını anlıyorum.
Panik yapmaya gerek yok.
Abartmaya gerek yok.
Hakkında sinirlenecek bir şey yok.
O niçin Molly'den nefret ediyor?
Bu tek sebep değil.
- Panik yapmaya gerek... henüz yok.
- Panik yapmak için hiçbir neden yok...henüz.
- Paniğe gerek yok.
- Panik yapmak için hiçbir neden yok.
Nedeni çok geçmeden belli oldu.
Biz nedenini asla bilmeyeceğiz.
Ben bunu sebepsiz söylemem.
Onun gecikmesinin nedeni neydi?
Sen nedenini biliyorsun, değil mi?
Tom'a nedenini sordum.
Bu evin sağlam bir temeli vardır.
Yani bir nedenden ötürü tuttuğunuz bir şey.
Ayrıca başka bir nedeni vardı.