Examples of using "Graben" in a sentence and their turkish translations:
çıkarmak için kazdı kazdı daha da derine gidiyor
Fakat kazı yaptıktan sonra
Onlar çukur kazıyorlar.
Porsuklar derin çukurlar kazarlar.
Kazı yapmak zor iştir.
O hendekten atladı.
Ama kazmaya yetecek kadar kum var.
Tom kazmayı durdurdu.
Kalenin etrafında bir hendek var.
Baksanıza, kazmak çok kolay.
Sığ hendek üzerinden atladı.
O, hendeğe düştü.
Tom hendeğe düştü.
Tom büyük bir hendeği atladı.
Kazmaya devam ettim.
Tamam, kayaklar için oyuğu kazdım.
Baksanıza, kazmak çok kolay.
Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.
varsa ki kaçak kazı yapan insanlar
Kazmaya devam edin.
Oyuk ne kadar derin olursa çapa da o kadar kuvvetli olur.
Bir tünel kazıp düzgün bir kar mağarası yapabiliriz.
Bir tünel kazıp düzgün bir kar mağarası yapabiliriz.
Ölü Adam Çapası, cesur bir seçim. Öncelikle bir oyuk kazacağız.
Sonra da halatın buradan çıkması için küçük bir siper.
Kazı yaparken yakalanırsanız cezası var
1848'de insanlar altın aramak için California'ya geldiler.
o sopanın sahibi onu getirinceye kadar bir kuyu kazarsın
Kendini bir çukurda bulursan kazmayı bırak.
Bunu yiyebilirim ya da... Yeri kazabilirim. Hemen şurayı.
Eğer bir çukurda oturuyorsan, önce kazmayı bırakmalısın.
ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.
madem burada böyle bir sıkışma var. Biz oraya kadar zemini böyle kazsak
yahu biz yer altını kazıp bomba koymayı düşündük az önce
Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.
Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.