Examples of using "Loch" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir çukur kazıyor.
Tom bir çukur kazdı.
Onlar çukur kazıyorlar.
O bir çukur kazdı.
Derin bir çukur kazın.
Bir çukur kazdı.
Bunda bir delik var.
Bir çukura düştüm.
Kovanın dibinde bir delik vardı.
Onun çorabında bir delik var.
Köpek bir çukur kazıyordu.
Büyük bir çukur var.
O bir kara delik.
Paltomda bir delik var.
Delik ne kadar derin?
Bu çorapta bir delik var.
Çukur yeterince büyük.
Bir çukur kazdım.
Çorabımda bir delik var.
Çorabında bir delik var.
Tom arka bahçesinde bir çukur kazdı.
Tom'un çorabında bir delik var.
Bu çukuru kazan kişi bendim.
Bu deliğin içine girdi.
O, bahçede bir çukur kazdı.
- Zurnanın zırt dediği yerdeyim.
- Sabrın sonundayım.
- Sabrın sınırındayım.
Bu kovada bir delik var.
Fare deliğe girdi.
Tom deliğe bir paçavra doldurdu.
Çorabında büyük bir delik var.
Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.
Dikkat et! Orada büyük bir çukur var.
Eldivenin parmağında bir delik var.
Ben bir çukur kazmanı istiyorum.
Yerde bir çukur kazdık.
Onun kocası gerçekten çok içer.
O, kuma bir çukur kazdı.
Hiçbir şey bir kara delikten daha karanlık değildir.
Bu çukuru bir şeyle doldurmak zorundayız.
Duvarda büyük bir delik vardır.
Tom kumun üzerinde bir çukur kazdı.
Tom duvarda bir delik açtı.
Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.
Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.
Deliğin gittiği yönü hissedebiliyorum. Tanrım.
- Onun eski arabası miadını doldurmuş.
- Onun eski arabası eski püskü.
Koşucu yerin içindeki deliğin üzerinden zıpladı.
Dikkatli ol. Zeminde bir delik var.
Tom duvardaki delikten baktı.
Bu taşın ortasında bir deliği var.
Sanırım dişimde bir delik var.
Tom deliği bir bezle tıkadı.
Tom kazma ve kürekle bir çukur kazdı.
Bir fare kemirerek duvarda bir delik açtı.
İçinde deliği olan bir cep asla dolu olmayacaktır.
Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.
Hiç Loch Ness canavarını duydunuz mu?
- Baca gibi sigara içer, balık gibi içki içer.
- Baca gibi sigara, sünger gibi de içki içer.
Galaksimizin merkezinde kütleli bir kara delik var.
Çiftçi, bir ağaç dikebilmek için bir çukur kazdı.
Ona kotundaki deliği dikip dikmeyeceğini sor.
O deliğe girmeden önce yakalamaya çalışalım.
Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.
Ceketinde bir delik fark etti ama görmezden gelmeye çalıştı.
Kulaklarını deldirmen incitiyor mu?
Tom matkapla duvarda delik açarken su borusunu deldi.
ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.
Elimi bir deliğe sokarken her zaman biraz gerilirim.
Eğer bir çukurda oturuyorsan, önce kazmayı bırakmalısın.
ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.
biraz su aldıktan sonra deliğe dökerek dışarı çıkarıp o şekilde de alabilirim.
Sadece bir deliğe girmek ve asla çıkmak istemiyorum.
Sabah, Vasilissa toprağa derin bir çukur kazdı ve kafatasını gömdü.
Bisikletimden düşünce kot pantolonumda bir delik açtım.
Tom, Mary'nin ona verdiği kürekle arka bahçesinde bir çukur kazdı.
Dikkat et! Yolda çukur var.
Onun ölümü yakındır.
Tom bazı böcekler yakaladı ve onları bir kavanoza koydu. Sonra böcekler nefes alabilsin diye kavanozun kapağına bir delik açtı.