Examples of using "Gelegenheiten" in a sentence and their turkish translations:
yeni fırsatlar boy gösterdi:
Onunla birkaç kez karşılaştım.
Sadece özel günlerde ıstakoz yeriz.
Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.
Akıllı bir adam bulduğundan daha fazla fırsat sağlayacaktır.
Kötümserler her fırsatta felaketler bulurken iyimserler afetlerde fırsatlar görürler.
Tom Boston'da iken konserlere gitmek için kesinlikle çok fırsatı oldu.