Examples of using "Traf" in a sentence and their turkish translations:
Tom, Mary ile karşılaştı.
O Mary'yle tanıştı.
O, Mary ile tanıştı.
Amerikan bir kızla tanıştım.
Dün Christina'yla buluştum.
O beni gafil avladı.
Tom'la burada karşılaştım.
Dan, Linda ile dışarıda bir araya geldi.
Tom dışarıda Mary ile karşılaştı.
Onunla birkaç kez karşılaştım.
Dün Mary ile buluştum.
Adil bir ceza aldı.
Tayfun Tokyo'yu vurdu.
Herhangi bir kış gününde ona rastladım.
Onunla tamamen şans eseri tanıştım.
Kötü bir karar verdi.
Hemşire damardan enjeksiyon yaptı.
Sally istasyonda Harry ile karşılaştı.
O beklenmedik engellerle karşılaştı.
Sonunda, o, hedefi vurdu.
Tom sabah kahvaltısı için Mary ile buluştu.
Tom kötü bir karar verdi.
Top üst direğe çarptı.
Bir soğuk hava dalgası bu bölgeyi vurdu.
Mermi hedefini buldu.
O onunla bu sabah tanıştı.
Tom akıllıca bir karar verdi.
Ok hedefi vurdu.
Onunla oldukça beklenmedik bir şekilde tanıştım.
Onunla kafede buluştu.
Gecenin içinde yıldırım çakması gibi.
Top onun gözüne çarptı.
Akşam geç saatlerde ona rastladım.
Onunla mağazada tesadüfen tanıştım.
O, kibar genç bir adamla tanıştı.
Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştım.
Yaklaşık öğleyin onunla karşılaştım.
Dün eski bir arkadaşımla buluştum.
Otobüste bir arkadaşıma rastladım.
O, ormanda iki yabancıyla karşılaştı.
Bir partide Tom'la karşılaştım.
Bugünün hava tahmini doğru çıktı.
Onunla birkaç kez karşılaştım.
Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.
Onlarla bir partide buluştum.
İşten sonra onlarla buluştum.
İşten sonra onunla buluştum.
Onlarla birkaç hafta önce tanıştım.
Onunla birkaç hafta önce tanıştım.
Onlarla birkaç ay önce tanıştım.
Onunla birkaç ay önce tanıştım.
Sokakta Tom'la karşılaştım.
Ken eve dönerken onunla karşılaştı.
Geçen hafta onun kız kardeşiyle buluştum.
Onunla sokakta karşılaştım.
Ben sokakta Fred'e rastladım.
Onunla kalabalıkta buluştum.
Evime giderken onunla karşılaştım.
Tom iki kez skor kaydetti.
Bir gün, ormanda bir kurtla karşılaştı.
Onunla ilk kez o zaman karşılaştım.
Caddede arkadaşıma rastladım.
Onun sağ bacağına bir top çarptı.
O, markette beklenmedik bir şekilde ona rastladı.
Başbakan basın toplantısı yaptı.
Tom öğle yemeği için Mary ile buluştu.
Onunla platformun sonunda karşılaştık.
Egzersiz planım üzerinde bir karara vardım.
Onlarla buluştum.
O bir yazar olmaya karar verdi.
Tom merdivenlerin tepesinde Mary ile karşılaştı.
Tom Mary'yi ya da başka birini karşılamadı.
Tom ile onun evinde tanıştım.
Dün buluştuğum adamın adı Bay Hill.
şehre giderek askerlik arkadaşıyla karşılaştı
dünyada yeryüzüne çarpmadan önce hava infilak etti
ve Albuera'da yolda Beresford'un daha büyük ordusuyla karşılaştı.
Evime giderken ona rastladım.
John okula giderkenMary ile karşılaştı.
Onu tanıyıncaya kadar çok zengindim.
Okula giderken ona rastladım.
- Okula giderken Tom ile karşılaştım.
- Okuluma giderken Tom'la karşılaştım.
Bu sabah trende tesadüfen onunla karşılaştım.
Günün sonunda, doğru karar verildi.
- Ben öğrenciyken onunla tanıştım.
- Onunla öğrenciyken tanıştım.
Londra'da kalırken onunla tanıştım.
Seninle tanıştığımda çok gençtim.
Avrupa'da ilk bizim gibi karşıladı bu durumu.
Çocuk yeni sopası ile topa vurdu.
Tanıştığım erkeklerin hepsi çok hoş.
Onunla tanıştığımda, Mary siyah bir kazak giyiyordu.
Ben onunla şans eseri tanıştım.
Tom karar verdi.
- Tom, Mary ile karşılaştı.
- Tom, Mary'ye rastladı.
Bir sabah, o, caddede beklenmedik şekilde onunla karşılaştı.