Translation of "Erbe" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Erbe" in a sentence and their turkish translations:

Dies sind kulturelle Erbe

Bunlar kültür mirasıdır

Er trat sein Erbe an.

O, mülküne varis olarak sahip oldu.

Natürlich meine ich mit "unserem" Erbe alle Menschen überall.

Tabii miras derken her yerdeki insanları kastediyorum.

Ich weiß nicht, woher dieses Erbe kommt, Glück jedenfalls

nereden geliyor bu miraslar o zaman bilemiyorum şans her halde

Darüber hinaus wird das kulturelle Erbe nicht am Geld gemessen.

Üstelik kültür mirasları parayla da ölçülmez

Überlegen Sie, was Ihr Leben verändert, wenn Sie ein solches Erbe haben

şimdi bir düşünsenize size böyle bir miras kalsa hayatınızda neler değişir

Tom erfuhr erst nach dem Tode seiner Mutter, dass diese sein Erbe verspielt hatte.

Tom annesinin ölümünden sonra, ona kalacak mirası annesinin kumarda yiyip bitirdiğini öğrendi.

- Die Türkei ist der Erbe des Osmanischen Reiches.
- Die Türkei ist der Nachfolgestaat des Osmanischen Reiches.

Türkiye, Osmanlı Devleti'nin mirasçısıdır.

In einem Gespräch mit meinem Professor wurde mir klar, dass das Erbe dieses Dichters eine größere Beachtung verdient.

Profesörüm ile konuşmamızda, bu şiir mirasının daha büyük bir saygıyı hak ettiğini anladım.