Translation of "Elke" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "Elke" in a sentence and their turkish translations:

„Maria?“ flüsterte Elke.

Alice "Mary?" diye fısıldadı.

Grün steht Elke.

Yeşil Alice'in üstünde iyi görünüyor.

Elke ist mir egal.

Alice umurumda değil.

Elke hatte keine Ahnung, dass Tom bereits mit Elke verheiratet war.

Alice'in Tom'un zaten Mary ile evli olduğu hususunda hiçbir fikri yoktu.

- Elke ging um zehn Uhr schlafen.
- Elke ging um zehn ins Bett.

- Alice saat onda yatağa gitti.
- Alice saat onda yatmaya gitti.

- Maria und Elke sind kluge Frauen.
- Maria und Elke sind intelligente Frauen.

Mary ve Alice akıllı kadınlardır.

Elke huschte in ihr Zimmer.

Alice odasına koştu.

Maria und Elke sind Schwestern.

Mary ve Alice kız kardeştir.

Sind Maria und Elke Schwestern?

Mary ve Alice kız kardeş mi?

Johanna verreist seltener als Elke.

Jean Alice'den daha az seyahat eder.

Maria zeigte Elke ihren Verlobungsring.

Mary Alice'e nişan yüzüğünü gösterdi.

Maria ist hübscher als Elke.

Mary, Alice'den daha güzeldir.

Maria ist attraktiver als Elke.

Mary, Alice'den daha çekici.

Maria und Elke sind Schwägerinnen.

Mary ve Alice eltidir.

Yuka kann besser tippen als Elke.

Yuka Alice'den daha iyi yazar.

Elke schläft gerade in meinem Zimmer.

Alice odamda uyuyor.

Maria und Elke sind keine Schwestern.

Mary ve Alice kardeş değiller.

Elke hörte ihrer Schwester nicht zu.

Alice kız kardeşini dinlemiyordu.

Johannes redete dazwischen, als Elke sprach.

Alice konuşuyorken John sözünü kesti.

Sind Maria und Elke wirklich Schwestern?

Mary ve Alice gerçekten kardeş mi?

Tränen flossen Elke über die Wangen.

Gözyaşları Alice'in yanaklarından aşağı aktı.

„Maria ist süß.“ – „Elke aber auch.“

"Mary sevimlidir." "Alice de."

Maria ist genauso hübsch wie Elke.

Mary Alice kadar güzeldir.

Maria nähte Elke ein neues Kleid.

Mary, Alice'e yeni bir elbise yaptı.

Maria ist viel hübscher als Elke.

Mary Alice'den çok daha güzel.

Maria und Elke sind Toms Nichten.

Mary ve Alice, Tom'un yeğenleri.

Ich habe Maria mit Elke verwechselt.

Mary'yi Alice sanmıştım.

Maria ist viel schöner als Elke.

Mary Alice'ten çok daha güzel.

Tom hat Maria geküsst, nicht Elke.

Tom, Alice'i değil Mary'yi öptü.

Maria und Elke sind eineiige Zwillinge.

Mary ve Alice tek yumurta ikizidir.

Maria und Elke sind wie Schwestern.

Mary ve Alice, kardeş gibiler.

Maria und Elke sind Toms Töchter.

Mary ve Alice, Tom'un kızlarıdır.

Maria und Elke sind Toms Schwestern.

Mary ve Alice, Tom'un kız kardeşleridir.

Maria und Elke sind Toms Tanten.

Mary ve Alice Tom'un teyzeleridir.

Tom mag Maria mehr als Elke.

Tom Mary'yi Alice'i sevdiğinden daha çok seviyor.

- Findest du Maria süßer oder Elke?
- Wen von beiden findest du süßer? Maria oder Elke?

Kimin daha sevimli olduğunu düşünüyorsun, Mary mi yoksa Alice mi?

- Tom sagte Maria, dass er Elke geküsst habe.
- Tom sagte Maria, er habe Elke geküsst.

Tom Mary'ye Alice'i öptüğünü söyledi.

Meine Mutter bedeutete Elke, ihr zu folgen.

Annem Alice'e kendisini takip etmesi için işaret etti.

Maria und Elke sehen aus wie Schwestern.

Mary ve Alice kardeş gibi görünüyor.

Tom und Maria nannten ihre Tochter Elke.

Tom ve Mary kızlarına Alice adını verdiler.

Maria und Elke waren zueinander passend gekleidet.

Mary ve Alice uygun kıyafetler giydi.

Maria ist nicht so schön wie Elke.

Mary Alice kadar güzel değil.

Tom mag Maria ebensosehr leiden wie Elke.

Tom hem Meryem'den hem de Alice'den hoşlanıyor.

Tom umarmte Maria. Er umarmte auch Elke.

Tom Mary'ye sarıldı. Alice'e de sarıldı.

Tom küsste Maria. Auch Elke küsste er.

Tom Mary'yi öptü. Alice'i de öptü.

Tom und Maria saßen Johannes und Elke gegenüber.

Tom ve Mary John ve Alice'in karşısına oturdu.

Weißt du, mit wem Elke jetzt zusammen ist?

Alice'in yeni flörtünün kim olduğunu biliyor musun?

Tom und Maria warten auf Johannes und Elke.

Tom ve Mary John ve Alice'i bekliyor.

Maria und Elke haben beide sehr langes Haar.

Hem Mary hem de Alice'in çok uzun saçları var.

Maria hat ebenso wie Elke einen Jüngeren geheiratet.

Hem Mary hem de Alice kendilerinden daha genç adamlarla evlendiler.

Maria rasiert sich häufiger die Beine als Elke.

Mary bacaklarını Alice'den daha sık tıraş ediyor.

Hans, Julia und Elke stiegen auf den Hügel.

Jack, Jill ve Alice tepeye tırmandılar.

Tom findet Maria nicht so hübsch wie Elke.

Tom Mary'nin Alice kadar güzel olduğunu düşünmüyor.

Elke ist nicht zu Fuß zum Markt gegangen.

Alice pazara yürümedi.

Maria schminkt sich nicht so sehr wie Elke.

Mary Alice kadar çok makyaj yapmaz.

Tom fragte mich: „Hat Elke vorgestern Maria gesehen?“

Tom bana "Alice önceki gün Mary'yi gördü mü?" diye sordu.

Ich habe Maria und Elke alle beide lieb.

Hem Mary hem de Alice'i seviyorum.

Tom, Maria, Johannes und Elke können alle Französisch.

Tom, Mary, John ve Alice'in hepsi Fransızca konuşabilirler.

Tom, Maria, Johannes und Elke sind im Klassenzimmer.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi sınıfta.

Tom, Maria, Johannes und Elke kamen zusammen her.

Tom, Mary, John ve Alice buraya birlikte geldi.

Tom, Maria, Johannes und Elke sind alle Kanadier.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Kanadalı.

Tom, Maria, Johannes und Elke tanzen alle gern.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi dans etmekten hoşlanır.

Tom, Maria, Johannes und Elke können das alle.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi onu yapabilir.

Tom, Maria, Johannes und Elke waren alle da.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi oradaydı.

Tom, Maria, Johannes und Elke können alle schwimmen.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi yüzebilirler.

Wer hat Tom zuerst geküsst – Maria oder Elke?

Önce Tom'u kim öptü, Mary mi yoksa Alice mi?

Tom und Maria wollen ihre Tochter Elke nennen.

Tom ve Mary kızlarına Alice adını koyacaklar.

Maria und Elke verliebten sich in denselben Mann.

Mary ve Alice aynı erkeğe aşık oldular.

Maria und Elke sind ganz normale heranwachsende Mädchen.

Mary ve Alice normal genç kızlardır.

Wie könnte ich zwischen Maria und Elke wählen?

Mary ve Alice arasında nasıl seçim yapabilirim?

- Tom, Maria, Johannes und Elke essen alle gern chinesisch.
- Tom, Maria, Johannes und Elke sind alle Freunde der chinesischen Küche.

Tom, Mary, John ve Alice'in hepsi Çin yemeklerinden hoşlanıyor.

Tom glaubt, Maria mehr zu lieben als Johannes Elke.

Tom Mary'yi, John'un Alice'i sevdiğinden daha çok sevdiğini düşünüyor.

Tom, Maria und Johannes hatten sich um Elke versammelt.

Tom, Mary ve John; Alice'in etrafında toplandılar.

Maria und Elke taten so, als wären sie Schwestern.

Mary ve Alice kardeşmiş gibi davrandılar.

Tom sagte Maria, dass er in Elke verliebt sei.

Tom Mary'ye Alice'e âşık olduğunu söyledi.

Tom bestieg den Berg mit Maria, Johannes und Elke.

Tom; Mary, John ve Alice'le birlikte dağa tırmandı.

Tom mag nicht nur Maria leiden, sondern auch Elke.

Tom sadece Mary'yi değil aynı zamanda Alice'i de sever.

Tom und Maria haben eine Tochter mit Namen Elke.

Tom ve Mary'nin Alice adında bir kızları var.

Tom, Maria, Johannes und Elke gehen in dieselbe Klasse.

Tom, Mary, John ve Alice aynı sınıfta.

Tom, Maria, Johannes und Elke kommen alle aus Boston.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Boston'lu.

Tom, Maria, Johannes und Elke leben alle in Boston.

Tom, Mary, John ve Alice'in hepsi Boston'da yaşıyor.

Tom hörte, wie Maria und Johannes über Elke sprachen.

Tom Mary ve John'ın Alice hakkında konuştuğunu duydu.

Ich wusste nicht, dass Maria und Elke Schwestern sind.

Mary ve Alice'in kız kardeş olduklarını bilmiyordum.

Maria und Elke zeigten mir Bilder von ihren Freunden.

Mary ve Alice bana sevgililerinin resimlerini gösterdi.

Maria und Elke zeigten mir Bilder von ihren Ehegatten.

Mary ve Alice bana kocalarının resimlerini gösterdi.

Maria und Elke werden oft fälschlicherweise für Schwestern gehalten.

Mary ve Alice sıklıkla kız kardeşleri ile karıştırılırlar.

Tom wollte, dass Maria Johannes und Elke zum Abendessen einlade.

Tom Mary'nin akşam yemeği için John ve Alice'i davet etmesini istedi.

Tom küsste Maria, als Johannes und Elke gerade nicht hinsahen.

Geçen gün John ve Alice bakarken Tom Mary'yi öptü.

Tom, Maria, Johannes und Elke saßen um den Tisch herum.

Tom, Mary John ve Alice masanın etrafına oturtuldular.

Tom sagte Maria, er habe Johannes mit Elke zusammen gesehen.

Tom Mary'ye John'u Alice ile gördüğünü söyledi.

Tom und Maria saßen am Tisch Johannes und Elke gegenüber.

Tom ve Mary John ve Alice'in karşısındaki masada oturuyordu.

Tom und Maria sind mit Johannes und Elke picknicken gegangen.

Tom ve Mary John ve Alice ile birlikte pikniğe gitti.

Maria ist hübscher als Elke und bekommt auch bessere Noten.

Mary daha güzeldir ve Alice'ten daha iyi notlar alır.