Examples of using "Flüsterte" in a sentence and their turkish translations:
Tom fısıldadı.
O, sessiz ol diye fısıldadı.
Alice "Mary?" diye fısıldadı.
"Kapa çeneni." diye fısıldadı.
O bana bir şey fısıldadı.
O, ona bir şey fısıldadı.
Tom, Mary'nin kulağına fısıldadı.
O, "seni seviyorum" diye fısıldadı.
"Seni seviyorum" diye fısıldadı.
Fısıldadım.
Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı.
Mary, Tom'un kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şeyler fısıldadı.
Onun kulağına bir şey fısıldadı.
Cevabı kulağıma fısıldadı.
O ona fısıldayarak "Seni seviyorum." dedi.
Tom Mary'ye en gizli sırrını fısıldadı.
O, bana aç olduğunu fısıldadı.
Tom Mary'ye bir şey fısıldadı ve o gülümsedi.
"Suda bir köpekbalığı var "diye fısıldadı.
O, bana aç olduğunu fısıldadı.
"Ölüm Bahçesi demek istiyorsun" diye fısıldadı.
Onun kulağına "Seni seviyorum" diye fısıldadı.
Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı ve o, başını salladı.
Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı ve o gülümsedi.
Tom Mary'ye bir şeyler fısıldadı ve sonra odadan çıktı.
Tom, Mary'ye benim duyamadım bir şey fısıldadı.
O, ona bir şey fısıldadı.
Tom Mary'ye bir şeyler fısıldadı.
Tom etrafa baktı ve sonra Mary'nin kulağına bir şey fısıldadı.
Kulağıma "Seni seviyorum" diye fısıldayıp ardından beni yanağımdan öptü.
Tom "Sadece gözlerini kapat." diye fısıldadı ve Mary gözlerini kapatınca, onun dudaklarını hafifçe öptü.