Examples of using "Brannte" in a sentence and their turkish translations:
Benim evim yanıyordu.
Otel yanıp kül oldu.
Tom'un evi yanıp kül oldu.
O yandı.
O kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
Odada ışık açıktı.
Pencerede yanan bir ışık vardı.
Roma yandı ve Kaiser şarkı söyledi.
Bu sahne hafızama kazındı.
İtfaiye aracı gelmeden önce ev temele kadar yandı.
Doktor yarayı yaktı.
ama zehrin birazı derisinin altında kaldı, aynı acıyı defalarca yaşadı.
Tom öne geçmeye ve Mary'ye sormak istediği soruyu sormaya karar verdi.
Yangın tüm binayı yakıp kül etti.
O, kapıyı açar açmaz yanan bir şeyin kokusunu aldı.
Odaya girmesiyle beraber, masanın üzerinde bir mum yandığını fark etmesi bir oldu. Mumun daha önce orada olmadığını hatırlıyordu.