Translation of "Rom" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Rom" in a sentence and their turkish translations:

Rom brennt.

Roma yanıyor.

- Warum ist Rom untergegangen?
- Warum ging Rom unter?

Neden Roma düştü?

- Ich lebe in Rom.
- Ich wohne in Rom.

Roma'da yaşıyorum.

- Sie wohnt in Rom.
- Sie lebt in Rom.

O, Roma'da yaşıyor.

- Paul ist in Rom geboren.
- Paul wurde in Rom geboren.

Paul, Roma'da doğdu.

- Haben Sie jemals Rom besucht?
- Warst du schon einmal in Rom?
- Waren Sie schon einmal in Rom?
- Wart ihr schon einmal in Rom?

Roma'yı hiç ziyaret ettin mi?

Frauen im alten Rom

Eski Roma'da kadın kendi mallarını

Wir kommen aus Rom.

Roma'dan geliyoruz.

Rom ist in Italien.

Roma İtalya'dadır.

Es geschah in Rom.

- O, Roma'da oldu.
- Roma'da oldu.

Ich komme aus Rom.

Roma'lıyım.

Ich wohne in Rom.

Roma'da yaşıyorum.

Ich war in Rom.

Ben Roma'daydım.

Tom starb in Rom.

Tom Roma'da öldü.

Er wohnt in Rom.

O, Roma'da yaşıyor.

Ich lebte in Rom.

Ben Roma'da yaşadım.

Ich bin in Rom.

Ben Roma'dayım.

- Ich war schon mal in Rom.
- Ich war schon in Rom.

Roma'da bulundum.

- Die Hauptstadt von Italien ist Rom.
- Die Hauptstadt Italiens ist Rom.

- İtalya'nın başkenti Roma'dır.
- Italya'nın başkenti Romadır.

Rom ist eine sehenswerte Stadt.

Roma ziyaret etmeye değer bir şehirdir.

Paul ist in Rom geboren.

Paul, Roma'da doğdu.

Rom ist eine alte Stadt.

Roma eski bir şehirdir.

Ich bin jetzt in Rom.

Ben şimdi Roma'dayım.

Alle Wege führen nach Rom.

Tüm yollar Roma'ya çıkar.

Peking ist größer als Rom.

Pekin, Roma'dan daha büyüktür.

Nero betrachtete das brennende Rom.

Nero Roma yanarken Roma'ya baktı.

Er wurde in Rom geboren.

O, Roma'da doğdu.

Ich war schon in Rom.

Roma'da bulundum.

Sie wurde in Rom geboren.

O Roma'da doğdu.

Wann gehst du nach Rom?

Roma için ne zaman yola çıkacaksın?

Rom ist eine italienische Stadt.

Roma bir İtalyan kentidir.

Rom hatte mehrere wahnsinnige Kaiser.

Roma'da birçok deli imparator vardı.

Rom ist eine schöne Stadt.

- Roma güzel bir şehirdir.
- Roma güzel bir şehir.

Rom ist eine antike Stadt.

Roma eski bir şehirdir.

Tom hatte in Rom einen Autounfall.

Tom, Roma'da bir araba kazası geçirdi.

Rom ist die Hauptstadt der Welt.

Roma, dünyanın başkentidir.

Rom ist eine Stadt in Italien.

Roma bir İtalyan şehridir.

Wann bist du nach Rom gegangen?

Roma'ya ne zaman gittin?

Du lebst in Rom? Ich auch!

Sen Roma'da mı yaşıyorsun? Ben de!

Ich habe einmal in Rom gelebt.

Ben bir zamanlar Roma'da yaşadım.

Sie blieben bis September in Rom.

Eylül ayına kadar Roma'da kaldılar.

Rom brannte, und der Kaiser sang.

Roma yandı ve Kaiser şarkı söyledi.

In Rom gibt es viele Touristen.

Roma'da çok turist var.

- Rom ist nicht an einem Tage erbaut worden.
- Rom wurde nicht in einem Tage erbaut.

- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.

Warten auf ihre Frau im alten Rom

Eski Roma'da kadın bekarken babasına

Rom wurde nicht an einem Tag erbaut.

- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.

Rom wurde nicht in einem Tage erbaut.

Hiçbir şey bir gecede olmuyor.

Wie lange wird er in Rom bleiben?

O, Roma'da ne kadar kalacak?

In Rom gibt es viele alte Gebäude.

Roma bir sürü antik yapılara sahiptir.

Mein bester Freund ist gerade in Rom.

En iyi arkadaşım şu an Roma'da.

Autofahren ist in Rom nicht zu empfehlen.

Roma'da araç kullanmak önerilmez.

Wir kamen an einem Hotel in Rom an.

Roma'da bir otele vardık.

Tatsächlich ist dies auch im alten Rom der Fall.

Eski Roma'da da böyledir aslında

Ich hatte vor, Rom im letzten Jahr zu besuchen.

- Geçen yıl Roma'yı ziyaret etmeye niyet ettim.
- Geçen yıl Roma'yı ziyaret etmek niyetindeydi.

Es ist unmöglich, sich Rom an einem Tage anzusehen.

Roma'yı bir günde görmek imkansız.

Er ist nun entweder in Rom oder in Paris.

O şimdi ya Roma'da ya da Paris'te.

Im alten Rom war die Frau nicht zu Hause geschlossen

Eski Roma'da kadın eve kapatılmazdı

Er ging nach Rom, wo er viele alte Gebäude sah.

O, Roma'ya gitti, orada bir sürü eski binalar gördü.

Er war in Rom und hat den Papst nicht gesehen.

O Roma'daydı ve Papayı görmedi.

Ich habe Rom zum ersten Mal in meinem Leben besucht.

Hayatımda ilk defa Roma'yı ziyaret ettim.

Unser Zug kam nach Anbruch der Dunkelheit in Rom an.

Trenimiz hava karardıktan sonra Roma'ya ulaştı.

Gibt es eine Hölle, so muss Rom darauf gebaut sein.

Bir cehennem varsa, Roma üzerine inşa edilmelidir.

Während Tiberius' Regentschaft wurde Rom von einem starken Erdbeben erschüttert.

Tiberius döneminde Roma'da büyük bir deprem oldu.

Ich reise oft zwischen Rom und Mailand hin und her.

Ben sık sık Roma ve Milano arasında seyahat ederim.

Mal sehen, ob es zwischen dem alten Rom und unseren Vorfahren liegt.

Bir bakalım mı Eski Roma'yla bizim atalarımızın arasındaki

Im Falle einer Trennung im alten Rom konnte er das Eigentum zurückerhalten

Eski Roma'da ayrılık durumunda ise malı geri alabiliyordu

Als ich in Rom wohnte, fuhr ich täglich mit der U-Bahn.

Ben Roma'da yaşarken, her gün metroya bindim.

Es gibt viele antike Städte in Italien. Rom und Venedig zum Beispiel.

İtalya'da Roma ve Venedik gibi birçok antik kent vardır.

Rom Whitaker ist Herpetologe, aber er hat einen faszinierenderen Titel: Der Schlangenmann von Indien.

Rom Whitaker bir herpetolojist, ama çok daha ilginç bir unvanı daha var. Hindistan'ın Yılan Adamı.

Seit dem Ende dieses Vertrags arbeitete er eine Zeit lang für das Papsttum in Rom

Bu antlaşmadan sona Roma'da papalık için bir süre çalıştı