Examples of using "Volant " in a sentence and their turkish translations:
Direksiyona geç.
Kadın sürücüler sürekli bir tehlikedir.
Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.
Bu uçan bir kuş.
Ellerini direksiyonda tut.
oditoryumda özgürce uçan bir kartal
Tom ipi uçurtmaya bağladı.
- Ben bir UFO gördüm.
- Bir UFO gördüm.
Genç bir kız direksiyondaydı.
İçki içmek ve araba sürmek tehlikeli olabilir.
O bir uçurtma uçurdu.
Sana bir uçurtma aldım.
Bu kol dönmüyor.
Tom bana bir uçurtma satın aldı.
Kadın sürücüler sürekli bir tehlikedir.
Uçurtma ağaçta sıkıştı.
- Ben bir UFO gördüm.
- Bir UFO gördüm.
Uçan sincap ağaçtan aşağıya uçarak geldi.
Her iki elini direksiyona koy.
Aynı anda telefonda konuşmak ve araç kullanmak tehlikelidir.
Uçurtma gökyüzünde gözden kayboldu.
Lütfen dikkatli sürün.
Tom uçurtmaya biraz ip bağladı.
Bir uçurtma uçurmak tehlikeli olabilir.
- Tom direksiyona geçmene izin vermez.
- Tom arabayı sana kullandırtmaz.
O, oğluyla birlikte bir uçurtma uçurdu.
Hideo bisikletliden kaçınmak için direksiyonu hızlıca çevirdi.
Biri benim uçurtma ipimi kesti.
ABD'de yol öfkesi ciddi bir sorundur.
Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Badminton topu olmadan nasıl badminton oynayacağız?
Aşağı doğru uçarken batıda sıradağlar gördüm.
- Direksiyon başında uyuyakalıp kaza yaptı.
- Direksiyon başında uykuya daldı ve kaza yaptı.
O, direksiyonda uykuya daldı ve bir kaza geçirdi.
İngiliz ve Japon arabalarında direksiyon sağ taraftadır.
nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan,
Enerjisini son damlasına kadar harcayarak tek gecede birkaç kilometre uçacak.
Pazar günü plajda uçurtma uçuruyorduk.
- Hiçbir akıllı kişi içkiliyken araba sürmez.
- Hiçbir akıllı kişi içki içip sonra araba sürmez.
UFO ne demek? Sanırsam, tanımlanamayan uçan nesne demek.
Tom direksiyon başında uyuyakalıp kazaya neden oldu.
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,