Translation of "Sortait" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Sortait" in a sentence and their turkish translations:

Elle ne sortait plus.

O yuvadan çıkmayacaktı.

Elle sortait avec lui.

O onunla çıkardı.

Et si on sortait dîner ?

Akşam yemeği için dışarı çıkmaya ne dersiniz?

De la fumée sortait de la cheminée.

Bacadan duman yükseliyordu.

Il sortait parfois manger avec sa famille.

Bazen dışarıda ailesi ile birlikte yemek yedi.

Elle sortait toujours avec un peu de maquillage

Dışarı her seferinde hafif makyaj

Je l'ai rencontré alors qu'il sortait de l'école.

Tam okuldan çıkarken ona rastladım.

Tom ne savait pas que Mary sortait avec John.

Tom Mary'nin John'la çıktığını bilmiyordu.

- Tom sortait avec Marie.
- Tom et Marie étaient ensemble.

Tom, Mary ile çıkardı.

Au moment où il sortait, il y eut un grand tremblement de terre.

O, dışarıya çıkarken büyük bir deprem vardı.

Et voir la bosse de la taille d'un œuf qui sortait de mon front.

ve alnımın üzerinde yumurta büyüklüğünde şişliği fark ettik.

Il renversa la bouteille et la secoua, mais malgré tout le miel n'en sortait pas.

O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.