Examples of using "S’est" in a sentence and their turkish translations:
Tom kendini düzeltti.
Arkadaşım hangi yola gideceğini hatırladı.
Bir doktor olmaya karar verdi.
Bugün ne olduğunu unutalım.
Tom asla Almanca dersi almadı.
Bir grup bilim insanıyla bir araya geldi
Evine bir hırsız girdi.
Projesi başarısızlıkla sonuçlandı.
Eylem bir dağ köyünde gerçekleşti.
O bir kalkan ve bir kılıç aldı.
Yürüyen merdiven aniden durdu.
Futbol tüm dünyaya yayıldı.
Seninle Tom arasında bir şey oldu mu?
Mary kendini tüm pencereleri kapalı odaya kapattı.
Mary eve dönerken bir yabancı onun göğüslerini okşadı.
- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ayağına sıktı.
- O sözleşmeyi kabul ederek bindiği dalı kesti.
- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ipini çekti.
Hiç kimse gerçekten o kış gecesi ne olduğunu bilmiyor.
Mary odasına kapandı ve tüm pencereleri kapattı.
Rio'da bir yüksek bisiklet yolu çöktüğünde iki kişi öldü.
Maç 90 dakika sonunda skorsuz bitti.
Tom'un yirmilik dişleri yirmi dört yaşında diş hekimi tarafından çekildi.
Haber orman yangını gibi yayıldı.
Tom masanın altına saklandı.