Examples of using "Ruines" in a sentence and their turkish translations:
Bu harabeler eskidir.
Çatlakların üzerine inşa ediyoruz.
Kalıntılar görülmeye değerler.
Eski hisarın kalıntılarına bakıyorduk.
Kasırgadan sonra, evleri bir harabeydi.
Uzaktaki antik kalıntıları görebilirsiniz.
Bakın, buradaki her şey dağılıyor. Ama börtü böcek aramak için mükemmel bir yer.
Hayatım bir enkazdı.
yapılan arkeolojik kazılarda 2. Ayasofya'nın kalıntılarına rastlayabiliyoruz