Examples of using "Retard" in a sentence and their turkish translations:
- Ne gecikme!
- Ne gecikme ama!
Geç kaldım.
- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
Geç kaldın.
Arkadaşların geç kaldılar.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
- Lütfen geç kalışımı bağışlayın.
- Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın.
- Trenimiz geçikti.
- Trenimiz geç kaldı.
Sen geç kalmadın.
Geç kalmaktan korktum.
- Geç kalmadın mı?
- Geç kalmadınız mı?
Niçin geç kaldın?
Dün geç kaldın.
O, geç kaldığı için onu azarladı.
Geç kalıyoruz.
Çok geç kaldın.
Ben geciktim.
Geç kaldım mı?
Hiç kimse geç kalmadı.
Geç kalacağım.
Gecikme kaçınılmazdı.
Eyvah geciktim.
O geç kaldı.
Geç kaldık.
Gerçekten çok geç kalmıştım.
O geç kaldı.
Ben programın gerisindeyim.
İşe geç kaldınız.
Ben geç kalmışken, otobüsün geç kalması çok şarttı.
- Biz zamanlamanın gerisindeyiz.
- Biz programın gerisindeyiz.
Bu sabah geciktin.
Geç kaldığım için özür dilerim.
Bence onlar gecikecek.
Yine gecikeceksin.
İşe geç kalacaksın.
Biraz geciktik.
- Üç saat geciktin.
- Üç saat geciktiniz.
Geç kalmamalıyız.
Çok geç kalmadın.
- Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- Her zaman olduğu gibi geç kaldılar.
Biz biraz geç kaldık.
Gecikmenin çok kapsamlı bedelleri var.
Otobüs geç kalmıştı.
Otobüs tarifenin gerisindeydi.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
O, geç kalabileceğinden korkuyor.
Gecikme için özür dilerim.
Tom nadiren geç kalır.
Geç ulaştım.
İşe geç kalmıştım.
Tren gecikti.
Okula geç kaldım.
Geç geldin.
Beni geciktirdin.
Geç kalma.
O çoğunlukla geç gelir.
Bazıları geç kaldı.
Üzgünüm, geç kaldım.
Geç kalmaktan nefret ederim.
Geç kalabileceğimden korktum.
- Sen geç kalmadın.
- Geç kalmadınız.
Tom geç geldi.
Biz zaten geç kaldık.
O, alışıldığı şekilde geç kaldı.
Gerçekten geç kaldık.
Haydi! Geç kalacağız.
Her zaman geç kalıyorsun.
Tom her zaman geç kalır.
O, gecikmesi için özür diledi.
O, sık sık geç gelir.
Ben zaten geciktim.
Her zamanki gibi geç kaldım.
Çok geç kaldık.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
Saat on dakika geri kalmış.
Geç kaldığım için üzgünüm.
Tekrar geç kalacağız.
Okula geciktik.
- Alışılageldiği üzere gecikmişti.
- Her zamanki gibi geç kalmıştı.
Acele et; yoksa geç kalacaksın.
Birkaç dakika gecikebilirim.
Saatiniz on dakika geri.
Asla tekrar bu kadar geç kalma.
Tren 30 dakika gecikti.