Examples of using "L'aimait" in a sentence and their turkish translations:
O onu severdi.
O hâlâ onu seviyordu.
O onun tarafından çok sevilirdi.
O, John'un onu sevdiğini biliyor.
Aslında, o da onu seviyordu.
Tom Mary'nin kendisini sevdiğini düşünüyordu.
O, ona onu sevdiğini söyledi.
Tom Mary'nin onu sevdiğini biliyordu.
O, ona onu sevmediğini söyledi.
O, ona onu sevdiğini söyledi.
O ilk defa ondan hoşlanmadı.
Tom Mary'yi sevdi ve Mary onu sevdi.
O onun kendini sevdiğini söylemesini istedi.
Mary Tom'un gerçekten onu sevip sevmediğini merak ediyordu.
Herkesin onu sevdiğini düşündüm.
Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.
Tom Mary'nin onu sevdiğini bilmiyordu.
Tom'un Mary'nin onu sevdiği konusunda hiçbir fikri yoktu.
O, onu sevdiğini söylediğinde ona inandı.
Onun onu sevdiğini söylemek için o, ona yazdı.
Tom Mary'ye onu sevip sevmediğini sordu.
Tom, Mary'nin onu sevmediğini söyledi.
Tom'un Mary'ye onu sevdiğini söylemesi gerekirdi.
O, ona, kız arkadaşına onu sevdiğini söylemesini istedi.
Tom Mary'yi seviyordu, ki o onu hiç sevmiyordu.
Tom'un sınıf arkadaşlarından hiçbiri onu sevmiyordu.
Tom Mary'ye ondan hoşlanıp hoşlanmadığını sordu.
Mary arkadaşlarına Tom'un kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünüp düşünmediklerini sordu.
O onu sevmiyordu.
O onu sevmiyordu.
Tom'un Mary'nin onu ne kadar çok sevdiğini fark ettiğini sanmıyorum.
O, başlangıçta bir şeyi ne kadar severse sevsin bir süre sonra ondan sıkılacaktır.