Examples of using "Put" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kimse mağarayı bulamadı.
Seyretmekten başka bir şey yapamadı.
Tom ağlamaktan kendini alamadı.
O hiç sığınacak yer bulamadı.
Tom etkilenmekten kendini alamadı.
Yüzük hiçbir bir yerde bulunamadı.
O gece hiç kimse uyuyamadı.
Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Hiçbir öğrenci soruya cevap veremedi.
Kahkaha ile gülmekten kendini alamadı.
Tom birlikte dans edecek birini bulamadı.
O gelemedi çünkü hastaydı.
O, ne sakladığımı bulamadı.
O elinden geldiğince hızlı koştu.
Elinden geldiğince hızlı bir şekilde bana doğru koştu.
İstasyona koştu ve trene yetişti.
Geyiği vurmaya gönlü elvermedi.
Etrafına bakındı fakat hiç kimseyi göremedi.
Tom ayağa kalkmaya çalıştı ama beceremedi.
Hiçbirimiz zamanında limana varamadık.
Kim onun o kadar zayıf ve küçük olabileceğini düşünürdü?
Tom bile öğretmenin sorularını cevaplayamadı.
Hiç kimse bulmacayı çözemedi.
O ne kadar çok çalışırsa çalışsın labirentin dışına çıkamadı.
Serveti nedeniyle, o, o kulübün bir üyesi olabildi.
Çocuklarını aradı ama hiçbir yerde onları bulamadı.
Tom'un o konuda yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Bu araba o kadar ucuz ki onun buna gücü yetebilir.
Yalnızca ben, soruyu doğru olarak yanıtlayabilirdim.
Ona gülmekten kendini alamadı.
O, gözyaşlarını tutamadı.
O gözyaşlarını tutamadı.
Kız ona gerçeği söylemek istedi ama söyleyemedi.
Hiç kimse bulmacayı çözemedi.
- Kocasının ölümünü hazmedemedi.
- Kocasının ölümünün üstesinden gelemedi.
- Kocasının ölümünü atlatamadı.
Koşabildiği kadar hızlı koştu.
Chris evleri boyamak için kiralandı ve para toplayabildi.
O bilincini tekrar kazandı ve konuşabildi.
- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Onun sorunu çözmesi kolaydı.
O soruyu cevaplayamadı.
Tom anahtar deliğinden bakmaya çalıştı fakat bir şey göremedi.
O, onu onun için bir şarkı yazmaya ikna edemedi.
O, üniversiteye gidemedi.
- O hasta olduğu için gelemedi.
- Gelemedi çünkü hastaydı.
- O, hasta olduğu için gelemedi.
- Gelemedi çünkü hastaydı.
O, çok sarhoş olduğu için, arabayla eve gidemedi.
Tom yardım etmek için yapabileceği her şeyi yaptı.
Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
O, sabah kilise hizmetine katılamadı.
Spiker kendini duyuramadı.
Tom gülmeden edemedi.
O, onu kişisel bir çeki kabul etmesi için ikna edemedi.
O, onu bir konuşma yapması için ikna edemedi.
O, onu bir ata binmeye ikna edemedi.
O, onu düşündüğü için uyuyamadı.
O, mümkün olduğunca ona yakın durdu.
O, daha ileriye yürüyemedi.
O, gözyaşlarını tutamadı.
O, ona yetişmek için elinden geldiğince hızlı yürüdü.
O, elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Tom akşam yemeğini bitiremedi.
O gözyaşlarını tutamadı.
Hastaydı, bu nedenle partiye katılamadı.
Onu eve gitmesi için ikna edemedi.
Bir kredi istemesi için onu ikna edemedim.
Tom onu yapmaya çalıştı ama yapamadı.
O direnemedi.
O direnemedi.
Rüşveti kabul etmesi için onu ikna edemedi.