Examples of using "Grotte" in a sentence and their turkish translations:
Küçük bir mağara.
Ya mağaraya gireceğiz
Mağaraya mı girelim?
Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.
Ben gerçekten bu mağarayı keşfetmek istiyorum.
Mağaraya varmak kolay.
Tom bir mağarada yaşıyor.
Küçük bir mağara. Evet, baksanıza.
Bu mağarada kamp yapabilirdik
Tom'un mağaraya gittiğini gördüm.
Küçük mağara temizlenmiş oldu
Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?
Bu, kar mağarasında olmazdı.
Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.
Peki, ne yapacağız? Mağaranın içine mi girelim,
Mağaranın derinliklerindeki kurt izlerini mi takip edelim?
Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.
Mağaranın içi zifiri karanlık.
İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.
Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena bir yer değil.
Sizce en iyi fikir mağarada kamp yapmak mı?
Bir tünel kazıp düzgün bir kar mağarası yapabiliriz.
Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.
Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.
yani bir mağarada milyonlarca yarasa bulunabiliyor
Hiç kimse mağarayı bulamadı.
O mağarada ne yapıyordun?
Bir mağaraya sığındık ve fırtınanın geçmesini bekledik.
Bir şey bunu öldürmüş ve yemek için bu mağaraya getirmiş.
Mağarada bulduğum budur.
Bu mağara yarasalarla dolu.
Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu fakat seçimi yoktu.
Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.
Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.
Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
"Mağarada ne oluyor? Merak ediyorum." "Hiçbir fikrim yok."