Translation of "Grotte" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Grotte" in a sentence and their turkish translations:

C'est une sorte de grotte.

Küçük bir mağara.

Soit on choisit la grotte,

Ya mağaraya gireceğiz

On descend dans la grotte ?

Mağaraya mı girelim?

Cette grotte leur sert d'abri.

Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.

J'aimerais vraiment explorer cette grotte.

Ben gerçekten bu mağarayı keşfetmek istiyorum.

La grotte est facile d'accès.

Mağaraya varmak kolay.

Tom vit dans une grotte.

Tom bir mağarada yaşıyor.

C'est une sorte de grotte. Regardez !

Küçük bir mağara. Evet, baksanıza.

On pourrait camper dans la grotte.

Bu mağarada kamp yapabilirdik

J'ai vu Tom entrer dans la grotte.

Tom'un mağaraya gittiğini gördüm.

On a nettoyé et vidé la petite grotte.

Küçük mağara temizlenmiş oldu

Dans la grotte fraîche ou bien dans un arbre ?

Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?

Ça serait pas arrivé dans la grotte de neige.

Bu, kar mağarasında olmazdı.

C'est une énorme grotte qui descend dans la montagne.

Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.

On fait quoi, alors ? On descend dans la grotte ?

Peki, ne yapacağız? Mağaranın içine mi girelim,

Je suis les traces de loup dans la grotte ?

Mağaranın derinliklerindeki  kurt izlerini mi takip edelim?

Dans cette grotte, c'est vous le boss. Vous choisissez.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.

Il fait totalement noir à l'intérieur de la grotte.

Mağaranın içi zifiri karanlık.

Et les médicaments étaient bien au frais dans la grotte.

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

La grotte va jusqu'au fond. C'est un bon endroit pour camper.

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena bir yer değil.

Vous pensez que le mieux, c'est de camper dans la grotte ?

Sizce en iyi fikir mağarada kamp yapmak mı?

On creuse un tunnel et on se fait notre propre grotte.

Bir tünel kazıp düzgün bir kar mağarası yapabiliriz.

Mais il y fait 20 degrés de plus que dans la grotte.

Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.

Oui, un loup a fait un festin de roi dans cette grotte.

Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.

Donc des millions de chauves-souris peuvent être trouvées dans une grotte

yani bir mağarada milyonlarca yarasa bulunabiliyor

- Personne ne put trouver la grotte.
- Personne ne put trouver la caverne.

Hiç kimse mağarayı bulamadı.

- Que faisiez-vous dans cette caverne ?
- Que faisais-tu dans cette grotte ?

O mağarada ne yapıyordun?

Nous nous réfugiâmes dans une grotte et attendîmes que la tempête passe.

Bir mağaraya sığındık ve fırtınanın geçmesini bekledik.

Un animal l'a tué et l'a traîné dans la grotte pour le manger.

Bir şey bunu öldürmüş ve yemek için bu mağaraya getirmiş.

- C'est ce que j'ai trouvé dans la grotte.
- J'ai trouvé ceci dans la caverne.

Mağarada bulduğum budur.

- Cette grotte est pleine de chauve-souris.
- Cette caverne est pleine de chauves-souris.

Bu mağara yarasalarla dolu.

Tom ne voulait plus vivre dans la grotte, mais il n'avait pas le choix.

Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu fakat seçimi yoktu.

C'est une bonne idée de s'abriter dans cette grotte. La jungle est encore plus vivante la nuit.

Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.

On pourrait camper dans la grotte. Ce serait bien pour les médicaments, car il y fait frais.

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

Dans cette grotte, c'est vous le boss. Vous choisissez. Une morsure de serpent à sonnette peut être mortelle, donc prudence.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

- « Qu'est-ce qu'il se passe dans la grotte ? Je suis curieux. » « Je n'en ai aucune idée. »
- « Qu'est-ce qu'il se passe dans la grotte ? Je me demande vraiment. » « Je n'en ai pas la moindre idée. »

"Mağarada ne oluyor? Merak ediyorum." "Hiçbir fikrim yok."