Examples of using "Promenade" in a sentence and their turkish translations:
Yürüyüş yapmaya git.
Onlar bir yürüyüşe çıktı.
Yürüyüşe çıkmak ister misin?
Bir yürüyüşte ona eşlik ettim.
- Yürüyüşe çıkmak ister misin?
- Yürüyüşe çıkmak ister misiniz?
Tom yürüyüşe çıkıyor.
Yürüyüşe çıkmak istiyorum.
O bir yürüyüş yapıyor.
- Yürüyüşe gidiyorum.
- Yürüyüşe çıkıyorum.
Cookie'nin yürüyüşe ihtiyacı var.
Mesire yeri kıyıya paraleldir.
Ben uzun bir yürüyüşe çıktım.
Yürüyüşe mi gidiyoruz?
Bir yürüyüş yapalım.
Yürüyüşünüzde size eşlik edebilir miyim.
Bizimle birlikte bir yürüyüşe ne dersin?
Yüzmeyi öğrenmek bir çocuk oyuncağı.
Köpeğimin yürüyüşe ihtiyacı var.
O, ferahlatıcı bir yürüyüş yaptı.
Bir sürü gezinti yapabiliriz.
Bir yürüyüş yaptırmak için onu çıkardım.
Biz uzun bir yürüyüş yaptık.
O, yürüyüşe çıktı.
Ben sadece yürüyüşe gidiyorum.
Ben bir yürüyüşe çıkmak istiyorum.
Daha sonra bir yürüyüşe çıkmak ister misin?
Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?
- Sahilde gezinti yaptık.
- Sahilde yürüyüşe gittik.
Her sabah yürüyüşe çıkarım.
Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.
Onun canı yürümek istedi.
Köpeğimle yürüyüşe çıkıyorum.
O kadar uzun yürüyüşten sonra yorgunum.
Biz gerçekten uzun bir yürüyüşe gittik.
Her gün yürümeye alışkınım.
Yürüyüş için vaktim yok.
O, her sabah yürür.
Babam parkta bir yürüyüş yapıyor.
Kahvaltıdan önce bir yürüyüş canlandırıcıdır.
Parkta bir yürüyüş yaptık.
Yağmura rağmen yürüyüşe çıktık.
O, sık sık beni arabayla gezdirir.
O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.
İki günde bir yürüyüşe giderim.
Kırsalda yürüyüşe gitmek istiyorum.
Birlikte uzun bir yürüyüşe gittik.
Güzel bir yürüyüş yapmaktan daha iyi bir şey yoktur.
Ayılmaya çalışmak için yürüyüşe gittim.
Annem bir değişiklik için yürümemi tavsiye etti.
Onun her sabah bir yürüyüşü vardır.
Ben onları bir tekneyle küçük bir geziye götürdüm.
Akşamleyin köpeğimle bir yürüyüş yaparım.
Yürüyüşe gitmeyi tercih ederim.
Adaya bir tekne gezisi yapabilirsin.
Nehir boyunca bir yürüyüş yaptık.
Biz gölün kıyısında yürüyüşe gittik.
Tom gölün etrafında neşelendirici bir yürüyüş yaptı.
- O her sabah yürümeyi kural olarak benimsemiştir.
- O, her sabah bir yürüyüşü kural olarak benimsemiştir.
Kahvaltıdan önce bir yürüyüşe gitmek benim alışkanlığımdır.
Film izlemektense yürümeyi tercih ederim.
Biz her akşam parkta yürüyüşe çıkarız.
Biz bir yürüyüşe çıktık.
Yürüyüş için dışarı çıkabilir miyim?
Yaşam sonsuz uykudan önceki kısa bir yürüyüştür.
O, bu sabah onunla birlikte yürüyüşe gitti.
Güzel bir gün ve bir yürüyüş yapmak istiyorum.
Sabah yürürdüm.
Ben genellikle sadece öğle yemeğinden sonra kısa bir yürüyüş için dışarı çıkarım.
Tom ve amcası sessizce birlikte yürüdü.
- Yağmur durduktan sonra, yürüyüş için dışarı çıktı.
- Yağmur durduğundan dolayı, yürüyüş için dışarı çıktı.
Ben bir yürüyüş yaptım.
Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
Her gün kısa bir yürüyüşe çıkın.
Parkta yapılan yürüyüş sırasında o, kazara eski arkadaşıyla karşılaştı.
Canım sinemaya gitmek istemiyor. Onun yerine yürüyelim.
Parktaki bir yürüyüşün zihnimizi sıkıntılarımızdan alabileceğini düşündüm.
Festival arefesinde insanlar nehrin yanında bir yürüyüş için dışarı çıkarlar.
Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
O parkta yürürken eski arkadaşına rastladı.
Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.
Yağmur yağdığı zamanlar dışında her gün yürüyüşe çıkıyorum.
Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktık.
Kahvaltıdan sonra yürüyüş için dışarı çıktık.
Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe çıkmaya ne dersin?
Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktık.
Nehir boyunca bir yürüyüş yaptık.
Köpeğimin adı Belysh. Bu yaz ona pençesini çıkarmasını öğrettim. Her sabah erkenden kalkıp onu besliyorum. Sonra yürüyüşe çıkarız. O beni diğer köpeklerden korur. Ben bisiklet sürmeye gittiğimde, o yanımda koşuyor. Onun bir arkadaşı var, adı Chernyshka. O onunla oynamaktan hoşlanıyor. Belysh çok kibar ve zeki bir köpek.