Examples of using "Firent" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bir yürüyüşe çıktı.
Bazıları onlara acıdı.
Onlar onu çalıştırdılar.
Olması gerekeni yaptılar.
Onu dışarıda uzun bir süre beklettiler.
Onlar seviştiler.
Araştırmacılar şaşırtıcı bir keşif yaptı.
Onların hepsi bunu yaptı.
Onlar bunu isteyerek yaptı.
Onlar onu gönderdiler.
Uzun bir süre onu dışarıda beklettiler.
- Sabahtan akşama kadar onu çalıştırdılar.
- Onu sabahtan akşama kadar çalışmaya zorladılar.
- Onu sabahtan akşama kadar çalıştırdılar.
- Onu sabahtan geceye kadar çalıştırdılar.
Onlar iyi bir iş yaptı.
Doğru seçimi yaptılar.
Tren çıkarken onlar ebeveynlerinin arkasından el salladı.
Konuklar gidiş için hazırlandılar ve valizlerini gürültüyle paketlediler.
Onlara söyleneni yapmışlar.
Hepsi onun önerisine itiraz etti.
- Tom ve Mary bulaşıkları birlikte yıkadılar.
- Tom ve Mary bulaşıkları beraber yıkadılar.
İnsanlar yaralı adamın etrafına toplandılar fakat doktor olay yerine yaklaştığında ona yol verdiler.
Tom ve Mary biraz zencefilli sincap yaptı.
Naziler onun adını tarih kitaplarından sildiler.
Onu personelin önünde yaptılar.
Girdikten sonra, Vlad'ın adamları Osmanlıları sessizce katleder ve
Niyetli olmayanlar uyum sağlamazken, kalmaya niyetli olanlar adanın konuşma yapılarına çabucak uyum sağladılar.
Tom ve Mary'nin ikisi de başlarını hayır anlamında salladılar.
Onlar beni oraya gönderdi.
İyi haber, onun gözlerine gözyaşı getirdi.