Examples of using "Presse" in a sentence and their turkish translations:
Bunu sıktıkça,
Unutmayın, zaman geçiyor.
matbaa da bazı geri kafalılaların
ve haber kaynaklarımıza.
Bu sadece bir kağıt ağırlığı.
Bunu bir kağıt ağırlığı olarak kullanabilirsin.
Basın söylentileri doğruladı.
- Panoyu kim icat etti?
- Mandallı kağıt altlığını kim icat etti?
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
Basın içeriye giremez.
Şirket bir basın bülteni yayınladı.
Fransızlar İnternet'i yazılı basına tercih ediyorlar.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
Şu ana kadar ilk kez bir portakal sıktım.
Zaman baskı yapıyor ve acil eylem gerekli.
Ne yaparsan yap, bu butona asla basma.
Yalan haber sadece gazetecilik için kötü değil.
Demokrasilerde, basının bağımsız olması önemlidir.
Demokraside, gazeteciliğin bağımsız olması önemlidir.
İlaçlar bu orman sıcağında uzun süre dayanmaz. Yani, vakit çok önemli.
Unutmayın, bir arama kurtarma görevindeyiz. Yani zaman çok önemli.
O yüzden olgunlaşmış mı diye her bir inciri önce dudaklarıyla hafifçe sıkıyor.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
Tabloid gazeteleri okumuyor musun?
Lütfen acele et!
Basın bizi sonsuza kadar görmezden gelemez. Er ya da geç bizim hakkında bir hikaye yapacaklar.
Acele et!
dekan ise bari mezuniyet töreninde basına haber verelim diyerek ikna etti Kemal Sunal'ı