Examples of using "Précipité" in a sentence and their turkish translations:
Tom yukarı koştu.
Hiçbir şeyi aceleye getirmek istemiyoruz.
Tom içeriye koştu.
Neler olduğunu görmek için dışarı fırladım.
Kartal avına doğru dalışa geçti.
Ben acele ile eve gittim.
O aceleyle istasyona gitti.
ve müteahhitleri karmaşık Apollo uzay aracının tasarımını aceleye getirdi.
Ben aşağıya koştum.