Examples of using "Poudre" in a sentence and their turkish translations:
hâlâ çok güzel bir toz katmanına ulaşıyorum!
Evet, bu barut.
Pudra şekerini sevmiyorum.
Asla alevlere yakıt eklemeyin.
Haber orman yangını gibi yayıldı.
Her yemekten sonra bu tozu almak zorundasın.
Biraz barut kullanıp kapıyı patlatmadığım sürece tabii.
Meşaleye dikkat etsem iyi olur. İçinde barut olabilir.
Barut çok dikkatli şekilde işlenmeli.
Patlamaları hep sevmişimdir. Ama barutun tehlikesi de yok değil.
Amerikalıların çok az barutu vardı.
İspanyol askerleri dumansız barut kullanırdı.
Bu keki yapmak için kabartma tozu ve tuzsuz tereyağına ihtiyacın var.
Onu temiz kokulu tutmak için buzdolabında bir kutu kabartma tozu tut.
ABD ve Avrupa tarafından verilmiş tozlaştırılmış sütlerden alıyordu. Bu yüzden
Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!