Examples of using "Perte" in a sentence and their turkish translations:
Ne kayıp ama!
Kaybetme.
O, kaybı telafi edecek.
İçki içmek onu harap etti.
Bu büyük bir kayıp.
Amnezi, "hafıza kaybı" anlamına gelir.
Kaybınız için üzgünüm.
Örneğin, maddi kayıp:
Kaybı telafi etmeliyiz.
Bu bir zaman kaybıdır.
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
Ne devasa bir zaman kaybı!
Onların kaybı bizim kazancımızdır.
Bu bir zaman kaybıydı.
Kim kayıp için sorumluluk alıyor?
Ancak bu kayıp buzul havzasından gelen
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
O tamamen zaman kaybı.
O, kesinlikle zaman kaybıdır.
Okul bir zaman kaybıdır.
Bu çok zaman kaybı.
O bir toplam zaman kaybıydı.
Ben senin kaybın için çok üzgünüm.
Kayıp 2,000,000 dolara ulaştı.
Arabamı zararına satıyorum.
Kaybın için seni tazmin edeceğim.
Bu kocaman bir zaman kaybıdır.
Esperanto vakit kaybı.
Hepimiz için zaman kaybıydı.
O bunun zaman kaybı olduğunu düşünüyor.
arkadaşlık eksikliği veya kaybında oluşur.
O zaman ve para kaybıdır.
Kaybı telafi etmeliyim.
Okul bir zaman kaybı değildir.
Bu sadece bir zaman israfı olacaktı.
O toplantı bir zaman kaybıydı.
Onu yapmak zaman kaybı olurdu.
Beklemek sadece bir zaman kaybıdır.
Aileden birini kaybetmekten konuşuyorlarsa
Izdırap, kayıplar, suçluluk ve utanç-
Ve bu, ormanda büyük bir kayıp.
yeni aşk ve yeni kayıp olasılıklarına.
188 milyon dolar zarar açıkladı
- Küçük bir kazanç, büyük bir kayıptan daha iyidir.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
Seni bazı sorunlardan kurtarayım.
Aşk benim için zaman kaybı değildir.
Kayıp bir milyon doları buluyor.
Bence Twitter bir zaman kaybıdır.
Bunun zaman kaybı olduğunu hissediyorum.
Bunun bir zaman kaybı olduğunu sana söyledim.
Bir kayıp verdiyseniz veya travma yaşadıysanız,
görme yetimi kaybetmenin 10'uncu yıldönümünde tamamladım.
- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.
Kayıp 1,000,000 dolara ulaştı.
Onun ölümü, firmamız için büyük bir kayıptır.
Bunun bir zaman kaybı olduğunu bilmeliydim.
Kredini kurtarmak için kaybını gizlemelisin.
Daha uzun kalmak zaman kaybıdır.
Amnezi kısmen veya tamamen hafıza kaybıdır.
Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.
Tom'u ikna etmeye çalışmak bir zaman kaybı olacak.
Başkalarına yardım etmek asla boşa geçmiş zaman değildir.
Bana sorarsan, bu tam bir zaman kaybı.
Bazıları uyumayı vakit kaybı olarak görüyor.
Umarım bu gezi zaman kaybı değildir.
Uykuluyken ders çalışmak zaman kaybıdır.
Toplantı, kısacası, zaman kaybıydı.
Amnezi, hafızanın kısmen ya da tamamen kaybıdır.
Sanırım testosteron kaybedip östrojen almam
Böyle bir şeyi yapmaya çalışmak zaman israfıdır.
Televizyon izlemeyi zaman kaybı olarak kabul ederim.
Onun hafıza kaybı fiziksel bir sorundan ziyade psikolojik bir sorun.
Bence TV izlemek zaman kaybıdır.
Ben bir zaman kaybı olacağını bilmeliydim.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
Mütemadiyen, yaklaşan kayba dair hislerini dinledik, hissettik.
Onun işini kaybetmesine neyin sebep olduğunu düşünüyorsun?
Tom oy vermenin bir zaman kaybı olduğunu düşündüğünü söylüyor.
uyku yoksunluğu denen bu şeyle uğraşmak zorunda kalmadı.
içinde üç günlük bir süre içinde şehirde büyük yıkıma neden oldu.
Koku duygusu kaybı bir kafa travması nedeniyle oldu.
Sanırım ona yardım etmek için tüm çabalarım sadece benim zaman kaybım olacak.
Dan karısı Linda'nın ölümüyle korkunç bir kayıp yaşadı.
O, akşamı sıkıcı ve ilgi çekmeyen, kısaca, bir zaman kaybı buldu.
Biz onu yıllarca zararına çalıştırdığımız için binayı satmak zorunda kaldık.
Eğer biri sana sövüp saymak isterse, bırak istediklerini desinler. Canını sıktığına değmez.
onun ölüm haberiyle ağladı. "Fransa için ve benim için ne büyük bir kayıp".
Sanırım bu bir zaman kaybı.
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
Kan kaybından zayıf düşmüştü.
Gözün görebildiği kadarıyla kumdan başka bir şey yoktu.
- Fazla merak iyi değildir.
- Kediyi merak öldürür.