Examples of using "Paul" in a sentence and their turkish translations:
Paul giyimine özen gösteren kimse.
Paul nerede?
Paul çok konuşur.
- Peter Paul'u tanıyor.
- Peter Paul'u tanır.
Bugün Paul'ü gördün mü?
Paul ebeveynlerine saygı duyar.
- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.
Paul, Roma'da doğdu.
Paul hemen az önce telefon etti.
Kitap Paul'a ait.
Ahtapot Paul haklıydı.
Merhaba Paul.Her zamanki gibi meşgul mü?
Ben Paul, senin ev arkadaşın.
Paul istifa etmelidir.
Özellikle şurada Paul'a bir bakın.
Paul, saat gibi dakiktir.
Ben her zaman, John'u Paul ile karıştırıyorum.
Paul onlara bir hediye aldı.
Paul'ün lokantasına gidelim.
Bir yıl sonra, Paul doğdu.
Paul Marc'tan daha güçlü.
Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.
Paul'ün başarısı bir efsaneydi.
İsa'nın havarilerinden birinin adı Paulus'tu.
Paul geçen yıl çok para kazandı.
Hâlâ Paul olarak yaşadığım zamanlarda
"Paul bugün yatakta hasta." "Çok kötü."
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
Pierre ve Paul'a borçlu.
Paul McCartney'in bir grupta olduğunu dşünün.
Paul zengin olmasına rağmen kibirli olmadı.
Ben Paul'ün kitabının okunacağını söylüyorum.
Paul'e ne olduğunu merak ediyorum.
Mümkün bir aday olarak Paul'ün adını önerdim.
Biz Paul'ün ne yapmak istediğini çözemedik.
Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.
Paul öyle hoş bir adam ki herkes ondan hemen hoşlanıyor.
Paul'ün dışarıda olduğunu ancak Mary'nin evde olduğunu söyledim.
ve doğru şeyi yapması arasında muallakta olan çok fazla şey var.
Üzgünüm ama Paul hasta olduğunu bildirmek için aradı ve benim sana onun vardiyasını çalışman için ihtiyacım olacak.