Examples of using "Téléphoner" in a sentence and their turkish translations:
Önceden telefon etmeliydin.
Ona telefon etmeyi unuturum.
Aramalıydın.
Paul hemen az önce telefon etti.
Babam aradı.
Anne ve babaya telefon etmek istiyorum.
İstersen bana telefon edebilirsin.
Lütfen seni aramayı unuttuğum için beni affet.
Üvey anneni arayacaksın.
Avukatımı telefona alayım.
Bugün ona telefon etmeyi unuttum.
Lütfen gelmeden önce beni ara.
Bay Ford'u aramayı unuttum.
Onlar arayacak.
Profesör bir telefon görüşmesi yapıyor.
Tom az önce aradı.
Aynı anda telefonda konuşmak ve araç kullanmak tehlikelidir.
Bana hemen telefon etmeliydin.
- Lütfen onu ara.
- Lütfen ona telefon et.
Gelmeden önce beni lütfen telefonla ara, lütfen.
Önceden telefon etmeliydik ve bir masa ayırtmalıydık.
Ailemi aramak istiyorum.
O, telefon görüşmesi yapmak için birkaç kez masadan ayrıldı.
Onun beni aramaması kabalıktır.
En kısa sürede anneni aramalısın.
Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.
Lütfen onu ara.
Seni bu kadar erken aradığım için özür dilerim.
Tam sana telefon etmek üzereyken senin telgrafın geldi.
Nereye seyahat edersen et, haftada bir kez beni arayacağından emin ol.
Yarın 9.00'da akademik danışmanımı aramamı hatırlatabilir misin?
Yarın seni arayabilir miyim?
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
- Mike'a telefon etmeliydin.
- Mike'a telefon etmeliydim.
Onu arayamam.