Translation of "Paraît" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Paraît" in a sentence and their turkish translations:

Elle paraît triste.

O, üzgün ​​görünüyor.

Tom paraît nerveux.

Tom sinirli görünüyor.

Tom paraît s'ennuyer.

Tom sıkılmış görünüyor.

Elle paraît assez naturelle.

Oldukça doğal gözüküyor.

Nancy paraît très fatiguée.

Nancy çok yorgun görünüyor.

Son histoire paraît bizarre.

Onun hikayesi garip görünüyor.

Ma tante paraît jeune.

Teyzem genç görünüyor.

La maison paraît vide.

Ev boş görünüyor.

Pierre paraît très jeune.

Peter çok genç görünüyor.

Ce problème paraît difficile.

Bu sorun zor görünüyor.

La maison paraît déserte.

O ev ıssız görünüyor.

Elle paraît très jeune.

O çok genç görünüyor.

- Cette revue paraît chaque mois.
- Ce magazine paraît tous les mois.

Bu dergi aylık olarak yayımlanmaktadır.

Elle paraît avoir peu d'amis.

O birkaç arkadaşı var gibi görünüyor.

La situation paraît sans issue.

Durum umutsuz gibi görünüyor.

Ça paraît amusant à faire.

Bunu yapmak eğlenceli olacak gibi görünüyor.

Ronaldo ? Il paraît qu'il voyage.

Ronaldo mu? O seyahat ediyor gibi görünüyor.

Tom paraît affreusement occupé aujourd'hui.

- Tom bugün çok meşgul görünüyor.
- Tom'un bugün işi başından aşkın gibi duruyor.

Il n'est pas tel qu'il paraît.

O göründüğü gibi değil.

Faites ce qui vous paraît juste.

Size sadece doğru geleni yapın.

- Elle semble heureuse.
- Elle paraît heureuse.

Mutlu görünüyor.

- Tom paraît sincère.
- Tom semble sincère.

Tom samimi görünüyor.

Rien n'est jamais comme il paraît.

Hiçbir şey asla göründüğü gibi değildir.

Il paraît jeune pour son âge.

Yaşı düşünülünce genç gözüküyor.

Cela paraît impossible, mais c'est vrai.

Olanaksız geliyor ama gerçek.

L'avenir de l'hôtel paraît très prometteur.

Otelin geleceği çok umut verici görünüyor.

Sur elle, cette robe paraît éblouissante.

O elbise onun üzerinde çarpıcı görünüyor.

Ce fait me paraît très révélateur.

Bu çok açıklayıcıdır.

Rien n'est ce qu'il paraît être.

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Il paraît qu'il mange des grenouilles.

Ben onun kurbağa yediğini duyuyorum.

- Cela semble impossible.
- Ça paraît impossible.

İmkansız gibi görünüyor.

Parce qu'une plus petite assiette paraît remplie

çünkü küçük tabaklarda olunca daha dolu görünüyor

Il paraît qu'il a eu un accident.

Bir kaza olmuş gibi görünüyor.

Notre professeur paraît jeune pour son âge.

Öğretmenimiz yaşına göre genç görünüyor.

A entendre, cela me paraît très étrange.

O bana çok garip geliyor.

Ce que je dis paraît probablement ridicule.

Muhtemelen komik görünüyorum.

Quelque chose paraît louche avec cette voiture.

Bu arabada bir sorun var gibi görünüyor.

Tom n'est pas aussi vieux qu'il paraît.

Tom göründüğü kadar yaşlı değil.

Tom est plus riche qu'il ne paraît.

Tom göründüğünden daha zengindir.

- Ça a l'air vraiment bien.
- Ça a l'air vraiment bon.
- Ça paraît vraiment bien.
- Ça paraît vraiment bon.

O gerçekten iyi görünüyor.

On oublie ça et ça paraît si simple.

Unutuyoruz. Kulağa basit geliyor.

Elle paraît petite à côté de sa sœur.

Kız kardeşinin yanında kısa görünüyor.

Une femme n'a que l'âge qu'elle paraît avoir.

Bir kadın sadece göründüğü kadar yaşlıdır.

Elle est bien plus intelligente qu'elle ne paraît.

O göründüğünden çok daha akıllıdır.

- Ça me paraît intéressant !
- Cela me semble intéressant !

O bana ilginç görünüyor.

Il n'est pas aussi innocent qu'il le paraît.

O göründüğü kadar masum değil.

Elle n'est pas aussi innocente qu'elle le paraît.

O göründüğü kadar masum değil.

Il n'est pas aussi jeune qu'il le paraît.

O, göründüğü kadar genç değildir.

L'herbe paraît toujours plus verte de l'autre côté.

Diğer tarafta ki çimler her zaman daha yeşil görünüyor.

- Cela paraît très improbable.
- Cela semble très improbable.

Oldukça muhtemel görünmüyor.

Elle paraît très jeune, comparée à son époux.

Kocasının aksine çok genç görünüyor.

- Tout semble assez normal.
- Tout paraît assez normal.

Her şey yeterince normal görünüyor.

Il paraît que Carol et Will ont rompu.

Carol ve Will'in ayrıldığını duydum.

- Tom semble jaloux.
- Tom paraît jaloux.
- Tom parait jaloux.

Tom kıskanç görünüyor.

- Nancy a l'air très fatiguée.
- Nancy paraît très fatiguée.

Nancy çok yorgun görünüyor.

Quand on est petit, tout nous paraît si grand...

Biz küçükken, her şey çok büyük görünüyordu.

Je sais que ça paraît étrange, mais c'est vrai.

Tuhaf göründüğünü biliyorum ama doğru.

Il paraît que tu as une petite amie maintenant.

Şimdi bir kız arkadaşın olduğunu duyuyorum.

Connais-tu la raison pour laquelle le ciel paraît bleu ?

Gökyüzünün mavi görünmesinin nedenini biliyor musun?

Il paraît vieux, mais il n'a pas encore trente ans.

O yaşlı görünüyor, ama o hâlâ yirmili yaşlarında.

- Il semble heureux.
- Il paraît heureux.
- Il a l'air heureux.

Mutlu görünüyor.

- Aucun d'eux ne paraît surpris.
- Aucune d'elles n'a l'air surprise.

Onlardan hiçbiri şaşırmış görünmüyor.

- Il paraît qu’un bon pâtissier a ouvert pas loin de la gare.
- Il paraît qu’un bon pâtissier a ouvert pas loin du métro.

Ben istasyonun yakınında lezzetli kekler yapan yeni bir pasta dükkanın var olduğunu duydum.

Il paraît que dans le vin il y a la vérité.

Gerçeğin şarapta gizli olduğu söylenir.

Tom n'est peut-être pas aussi heureux qu'il ne le paraît.

Tom göründüğü kadar mutlu olmayabilir.

Tom ne paraît certainement pas avoir plus de quatre vingt ans.

Tom kesinlikle seksenin üzerindeymiş gibi görünmüyor.

- Tom semble en colère.
- Tom a l'air en colère.
- Tom paraît énervé.

Tom kızgın görünüyor.

- Ça me paraît un peu ridicule.
- Ça me semble un peu ridicule.

Bu kesinlikle aptalca görünüyor.

Il paraît jeune, mais en réalité, il a plus de 40 ans.

O genç görünüyor ama aslında 40 yaşın üzerinde.

Ils se sont donné beaucoup de mal pour finir ce projet, il paraît.

Onlar projeyi bitirmek için çok güçlüklere katlandılar, duyuyorum.

Mais je peux vous dire que je suis plus vieux qu'il n'y paraît.

ama söyleyeyim göründüğümden daha yaşlıyım.

- On dit que Tom a un rhume.
- Il paraît que Tom a un rhume.

Tom'un üşüttüğü söyleniyor.

- Ça paraît trop beau pour être vrai.
- Ça semble trop beau pour être vrai.

Bu gerçek olamayacak kadar çok iyi görünüyor.

- Tom a l'air si sympathique.
- Tom paraît si sympathique.
- Tom a l'air si gentil.

Tom çok hoş görünüyor.

- Tom semble être nerveux.
- Tom à l'air nerveux.
- Tom paraît être nerveux.
- Tom semble nerveux.

Tom sinirli görünüyor.

- Il a l'air plus âgé que mon frère.
- Il paraît plus âgé que mon frère.

O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor.

- J'ai entendu dire que Marie était très jolie.
- Il paraît que Marie est très jolie.

Mary'nin çok sevimli olduğunu duydum.

Il paraît être un homme d'affaires respectable mais il est en réalité membre de la mafia.

O saygın bir iş adamı gibi görünüyor ama aslında Mafyanın bir üyesidir.

- Tom est bien plus vieux qu'il n'en a l'air.
- Tom est beaucoup plus âgé qu'il n'y paraît.

Tom göründüğünden çok daha yaşlı.

- Il paraît que tu es bon en français.
- J'ai entendu dire que tu étais bon en français.

Senin Fransızcada iyi olduğunu duyuyorum.

Il paraît que la plupart des accidents d'avion a lieu lors des phases d'atterrissage et de décollage.

Uçak kazalarının çoğunun kalkış ve iniş aşamalarında meydana geldiği iddia ediliyor.

- Ça ne peut pas être ce que ça paraît.
- Ça ne peut pas être ce que ça semble.

Bu göründüğü gibi olamaz.

- Ma mère paraît jeune pour son âge.
- Ma mère a l'air jeune pour son âge.
- Ma mère fait jeune pour son âge.

Annem yaşına göre genç görünüyor.

- Jongler est en fait beaucoup plus facile que cela en a l'air.
- Jongler est en réalité beaucoup plus facile qu'il n'y paraît.

Hokkabazlık aslında göründüğünden çok daha kolaydır.

Il paraît tendre en surface, mais au fond, il a une volonté de fer qui fait de lui un négociateur extrêmement coriace.

Dış görünüşte bir sümsük gibi görünüyor. Fakat özünde onu zorlu bir delege yapan sağlam bir iradesi var.

- Mon ordinateur ne semble pas se connecter à l'imprimante.
- Mon ordinateur ne semble pas vouloir se connecter à l'imprimante.
- Mon ordinateur ne paraît pas vouloir se connecter à l'imprimante.

Bilgisayarım yazıcıya bağlantılı gibi görünmüyor.