Translation of "Mènent" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Mènent" in a sentence and their turkish translations:

Ils mènent grand train.

- Onlar lüks içinde yaşıyorlar.
- Onlar çok rahat bir yaşam sürüyor.

- Tous les chemins mènent à Rome.
- Toutes les routes mènent à Rome.

Tüm yollar Roma'ya çıkar.

Ils mènent une vie aisée.

Onlar iyi durumda.

Les gens d'ici mènent une vie tranquille.

Buradaki insanlar huzurlu bir hayat yaşar.

Qui mènent un changement social en partant de zéro,

olmayı çok isterken, kar amacı gütmediğim

Pour un voleur, toutes les routes mènent en prison.

Bir hırsız için, tüm yollar hapishaneye çıkar.

Mais ce sont ceux qui mènent qui nous insiprent.

Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler.

Y a qu'un moyen de savoir où mènent ces tunnels.

Bu tünellerin nereye çıktığını öğrenmenin tek bir yolu var.

Dont les politiques mènent à la détention, la séparation et la mort

neden olan ülkelerin vatandaşları olan bizler

Elles mènent sûrement à un point d'eau, mais c'est dans l'autre sens.

Muhtemelen suya gidiyorlardır ama bu izlerin yönü bu taraf.