Examples of using "L'entreprise" in a sentence and their turkish translations:
burada şirketi hemen ele geçiriyor
Şirket zararda.
O şirketten ayrıldı.
O şirket kurdu.
John aile şirketini çok verimli bir şekilde işletiyor.
Şirket 20 kişiyi işe almak istiyor.
İşletme yakında iflas edecek.
İşi babamdan devraldım.
Şirket mali sıkıntıda.
Şirketin akılda kalıcı bir sloganı var.
Ama şirket adapte olamadı
Şirket gayri resmi olarak beni işe almaya karar verdi.
Şirket büyük kayıplar yaşadı.
Şirketi bırakmaya karar verdi.
Şirketten istifa etmeyi düşündüm.
Şirkette geçici bir işim var.
O, şirketten ayrılmaya kararlıdır.
Şirketteki işçiler greve gitti.
Şirketlerin var olmasının sebebi de bu.
Bir de Dixon kalem şirketi var.
Firmayla sözleşme yaptık.
Bu iş yerinde, geç kalanlar için sert ve hızlı kurallar var.
Şirket ağabeyim tarafından yönetilir.
O, işi oğluna devretti.
Daha önce, firmaya yürüyerek giderdi.
Ben şirketi kullanabilirim sanırım.
Biz şirkette çoğunluk hissesine sahibiz.
Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
Şirket bir basın bülteni yayınladı.
İşletmenin müdürü oldu.
Çalıştığın şirketin adı nedir?
Şirket yalnızca yoğurttan değil,
Şirketinizde değişiklik yapılmasını sağlayın.
Tom işletmeyi babasından miras aldı.
Tom yıl sonunda şirketten ayrılacak.
Şirket tarafından koyulan kurallar çok serttir.
Ama bu şirket için pek de iyi değil,
Başka bir deyişle, eğer Samsung için çalışıyorsanız, şirket
Şirket, olası müşterilerini partiye davet etti.
Bugünkü şirketi kurdu.
Şirketin Tom'u Boston'a gönderdiğini düşündüm.
Şirketin hisse senedi fiyatı dün fırladı.
Onun, şirkette yüzde 10'luk bir hissesi var.
Şirket bu saldırıları nasıl geçiştireceğini hemen bilmedi.
O yaklaşım, şirket kültürünün parçasıdır.
Şirkette kimse beni sevmiyor. Bunu çok iyi biliyorum.
Şart ise tekrar şirkete CEO olmak
Telefon yazılım işine de girdi Google
Alım, şirketin hesabında.
O, babasının şirketinin sorumluluğunu üstlendi.
Şirket soya sosu ve diğer gıda ürünlerini üretiyor.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
Ben şirketin iflas ilan etmesine kesin bir biçimde karşıyım.
John babasının şirkette başarılı olacağından emin.
Şirketin muhasebecisi için bir tutuklama emri yayımlandı.
AT&T'nin AR-GE laboratuvarı Bell Labs,
İş birliğinin amacı, yalnızca hissedarları zengin etmek değildir.
Şirkette karar almak ve kaynakları paylaştırmak için
yarışmayı kazanana ödül, Trump'ın şirketinde iş
Şirket yöneticilerinden bazıları bir konferans için şehir dışındalar.
Şirketi bugünkü durumuna büyükbabam getirdi.
Konuşmasında şirketin gücüne başvurdu.
örneğin Silikon Vadisi şirketi Theranos'u kan testi için birçok patent almadan
zamanı geldi deyip babasına rest çekip şirketten ayrılıyor
Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.
Şirket sorunu giderme yerine ispiyoncuyu kovdu.
Şirket zarar etmesine rağmen CEO kendi maaşını artırdı.
Şirket iflas etti.
Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
Şirketten ayrılmam istendi.
Şirketin iflas haberi hiç kimseye bir sürpriz gibi gelmedi.
O, babasının işini devraldı.
Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
Üniversiteden mezun olduktan sonra, babamın şirketinde bir iş aldım.
O, işi oğullarıyla yürütüyor.
O, işleri kızlarıyla yürütüyor.
Bana şirketten ayrılmak istediğini söyledi.
Aile işine katılma planları, ateşli bir cumhuriyetçi olan Suchet'in Lyon Ulusal Muhafızlarının süvarisine katılmasıyla
hükümetten mali destek olmaması. Hükümet , o zamanlar kırk altı milyon dolar
Büroda samimi bir atmosfer var.
ekonomik ve politik olarak daha çok kendini pazarlamak için
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
İşi babasından devraldı.
Hepimiz şirket Noel partisinde çok yemek yedik özellikle dana rosto.
Şirket çalışanları, bölümlere ayrıldığında ve birbirleriyle uyum içinde hareket etmediklerinde birçok sorun oluşabilir.
- O, babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu üstüne aldı.
- Babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu o aldı.