Translation of "L'allemagne" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "L'allemagne" in a sentence and their turkish translations:

J'aime l'Allemagne.

Almanya'yı severim.

L'Allemagne a deux capitales.

Almanya'nın iki tane başkenti vardır.

- L'Allemagne a une frontière avec la France.
- L'Allemagne borde la France.

Almanya Fransa'nın sınır komşusudur.

- L'Allemagne jouxte les Pays-Bas.
- L'Allemagne est limitrophe des Pays-Bas.

Almanya Hollanda'ya sınır komşusudur.

- Il en va de même pour l'Allemagne.
- Il en est de même pour l'Allemagne.
- C'est également vrai pour l'Allemagne.

Aynısı Almanya için de geçerli.

- L'Allemagne borde la France.
- L'Allemagne a une frontière commune avec la France.

Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.

L'Allemagne est une république parlementaire.

Almanya parlamenter bir cumhuriyettir.

L'Allemagne est un pays froid.

Almanya soğuk bir ülkedir.

L'Allemagne est un état fédéral.

Almanya federal bir devlettir.

Il sait tout de l'Allemagne.

Almanya hakkında her şeyi biliyor.

L'Allemagne s'appelle « Deutschland » en allemand.

Almanya'ya almancada "Deutschland" denilir.

L'Allemagne est un pays libre.

Almanya özgür bir ülkedir.

L'Allemagne n'est pas le Kurdistan.

Almanya Kürdistan değildir.

L'Allemagne est une démocratie parlementaire.

Almanya'da parlamenter demokrasi vardır.

Ils se tournèrent contre l'Allemagne.

Onlar Almanya'ya karşı çıktı.

L'Allemagne fit alliance avec l'Italie.

Almanya İtalya ile ittifak yaptı.

L'Allemagne est un grand pays.

Almanya büyük bir ülkedir.

De nombreuses différences culturelles subsistent entre l'Allemagne de l'Ouest et l'Allemagne de l'Est.

Doğu ve Batı Almanya arasında hala çok kültürel farklar var.

J'ai juste dit ça pour l'Allemagne.

Bunu sadece Almanya için yapmıştım.

Hitler conduisit l'Allemagne à la guerre.

- Hitler Almanya'yı savaşa götürdü.
- Hitler Almanya'yı savaşa sürükledi.

L'Allemagne exporte-t-elle des céréales ?

Almanya tahıl ihraç ediyor mu?

L'Allemagne avait alors une armée puissante.

O zaman Almanya'nın güçlü bir ordusu vardı.

L'Allemagne est limitrophe des Pays-Bas.

Almanya, Hollanda ile aynı sınırı paylaşır.

L'Allemagne est au milieu de l'Europe.

Almanya Avrupa'nın ortasındadır.

Il m'écrivait chaque semaine depuis l'Allemagne.

Bana her hafta Almanya'dan yazdı.

L'Allemagne a produit beaucoup de scientifiques.

Almanya birçok bilim adamı yetiştirdi.

L'Allemagne est située en Europe centrale.

Almanya Orta Avrupa'dadır.

L'Allemagne est au cœur de l'Europe.

Almanya, Avrupa'nın yüreğindedir.

Il préfère la Turquie à l'Allemagne.

Türkiye'yi Almanya'ya tercih eder.

Voici une grande carte de l'Allemagne.

İşte Almanya'nın büyük bir haritası.

Berlin est la capitale de l'Allemagne.

Berlin Almanya'nın başkentidir.

L'Allemagne fut autrefois l'alliée de l'Italie.

Almanya bir zamanlar İtalya ile müttefikti.

L'Allemagne ne dispose pas d'un salaire minimum.

Almanya'da asgari ücret yok.

À cette époque, l'Allemagne avait une armée puissante.

O günlerde, Almanya'nın güçlü bir ordusu vardı.

Une semaine plus tard, l'Allemagne a attaqué la Pologne.

Bir hafta sonra, Almanya Polanya'ya saldırdı.

Le Rhin est la limite séparant la France et l'Allemagne.

Ren, Fransa ve Almanya arasındaki sınırdır.

Comme vous le savez, Berlin est la capitale de l'Allemagne.

Bildiğiniz gibi, Berlin Almanya'nın başkentidir.

Environ trois virgule soixante-sept pour cent, l'Allemagne d'environ deux virgule

Rusya, yüzde üç virgül altmış yedi ile Japonya, yüzde iki virgül

L'Allemagne a gagné la Coupe du Monde de la FIFA 2014 !

Almanya 2014 FIFA Dünya Kupası'nı kazandı!

Si on repassait la Suisse, elle serait plus grande que l'Allemagne.

Eğer İsviçre'yi ütülersen Almanya'dan daha büyük olurdu.

La Suisse est située entre la France, l'Italie, l'Autriche et l'Allemagne.

İsviçre Fransa, İtalya, Avusturya ve Almanya arasında yer almaktadır.

L'Allemagne ne voulait pas la guerre avec les États-Unis d'Amérique.

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ile savaş istemiyordu.

L'Allemagne est connue pour être le pays des poètes et des philosophes.

Almanya şair ve filozof ülkesi olarak bilinir.

L'exode rural a dépeuplé des villages entiers dans cette région de l'Allemagne.

Kırsal göçü Almanya'nın bu bölgesindeki bütün köylerin nüfusunu azalttı.

L'Allemagne a adopté un système de sécurité sociale dans les années 1880.

Almanya, 1880'lerde sosyal güvenlik sistemini benimsedi.

La population de l'Allemagne fait moins de la moitié de celle des États-Unis.

- Almanya'nın nüfusu Amerika'nın nüfusunun yarısından daha azdır.
- Almanya'nın nüfusu Amerika'nınkinin yarısından daha azdır.

Je ne suis même pas capable de situer l'Allemagne sur une carte ! J'ai honte !

Almanya'yı harita üzerinde saptayamıyorum bile! Utanıyorum!

L'Allemagne s'attend à recevoir près d'1.5 million de demandeurs d'asile pour cette année.

Almanya bu yıl yaklaşık bir buçuk milyon sığınmacı bekliyor.

Aux environs de 10%, l'Allemagne a le taux de végétarisme le plus élevé d'Europe.

Almanya % 10 civarındaki oranıyla Avrupa'daki en yüksek vejetaryenlik oranına sahiptir.

- Le Rhin s'étend entre la France et l'Allemagne.
- Le Rhin coule entre la France et l’Allemagne.

Ren nehri Fransa ve Almanya arasında akar.

La Rhénanie-Palatinat est une région du sud-ouest de l'Allemagne et la capitale est Mayence.

Rheinland-Pfalz Güneybatı Almanya'da bir bölgedir ve yönetim merkezi Mainz'dir.

Von Braun avait dirigé le développement de la fusée mortelle V2 de l'Allemagne nazie pendant la Seconde Guerre

Von Braun, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın ölümcül V2 roketinin geliştirilmesine öncülük etmişti