Translation of "L'échec" in Turkish

0.066 sec.

Examples of using "L'échec" in a sentence and their turkish translations:

L'échec l'a déprimé.

Başarısızlık onun canını sıktı.

Il est responsable de l'échec.

Hata için o suçlanacak.

L'échec est dû à sa paresse.

Başarısızlık onun tembelliğinden kaynaklanıyor.

Votre plan est condamné à l'échec.

Planınız başarısızlığa uğramaya mahkum.

Un tel projet est voué à l'échec.

Öylesine bir plan kesin başarısız olacaktır.

L'échec est le résultat de son insouciance.

Başarısızlık onun dikkatsizliğinden kaynaklanıyor.

Tom a blâmé Mary pour l'échec du projet.

Tom projenin başarısızlığı için Mary'yi suçladı.

Même quand le résultat le plus probable est l'échec.

bir başarı vardır.

Ce projet était voué à l'échec depuis le début.

Plan başından beri başarısızlığa mahkum edildi.

- À moins que tu étudies plus intensivement, tu te destines à l'échec.
- À moins d'étudier plus intensivement, tu es condamné à l'échec.

Daha çok çalışmazsan, kesinlikle başarısız olursun.

Mais entraînez-vous, encore et encore, et n'acceptez pas l'échec.

Ama alıştırma yap, yap, yap ve başarısızlığı kabul etme.

Une relation basée sur l'honnêteté absolue est vouée à l'échec.

Toplam dürüstlüğe dayalı bir ilişki başarısızlığa mahkûmdur.

Ne perds pas ton temps dans une relation vouée à l'échec.

Zamanını sonuçsuz ilişkilerde israf etme.

- Y parviendra-t-il ou échouera-t-il ?
- Court-il au succès ou à l'échec ?

Başarılı mı yoksa başarısız mı olacak.

Il fit tuer quatre chevaux sous ses ordres et mena personnellement la dernière attaque vouée à l'échec de

Altında dört atı öldürüldü ve şahsen İmparatorluk Muhafızlarının

Je ne connais pas la clé du succès, mais celle de l'échec est d'essayer de plaire à tout le monde.

Başarının anahtarını bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır.

Mais cela se révèla bientôt être une entreprise vouée à l'échec quand Vlad apprit leur opération et tendit une embuscade à leur armée.

sonrasında Vlad duyumu alır ve orduyu pusuya düşürür, çaresiz Dan, Vlad'a düello teklif edecektir

Les jeunes enfants peuvent être soumis à un stress énorme lorsque leurs parents se séparent, et se sentent souvent coupables de l'échec du mariage.

Küçük çocuklar anne-babalarının ayrılmasıyla çok büyük stres altına girebilir ve çoğu zaman da evliliğin yıkılmasının sebebi olarak kendilerini suçlarlar.

Celui qui veut déambuler sur le sentier de la sagesse, ne doit avoir aucune crainte de l'échec, car pour autant qu'il progresse, sa cible reste pourtant à une distance inaccessible.

Bilgelik yolunda yürümek isteyen hatadan korkmamalı, zira ne kadar çok gelişme yaparsa yapsın hiç önemi yok, onun amacı elde edilemeyecek kadar uzak kalır.