Translation of "Idéal" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Idéal" in a sentence and their turkish translations:

C'est l'endroit idéal.

Bu mükemmel bir yerdir.

C'est un piège idéal.

Bu kusursuz bir tuzak.

Le temps était idéal.

Hava ideal idi.

Il veut incarner son idéal.

Amacını gerçekleştirmek istiyor.

Le centre est un idéal.

Merkez bir idealdir.

Ce n'est pas le lieu idéal.

Burası uygun bir yer değil.

Il s'avéra être un mari idéal.

İdeal bir koca olduğunu ispat etti.

C'est un mari idéal pour moi.

O, benim için ideal bir kocadır.

C'est le type idéal pour toi.

O senin için mükemmel bir adam.

C'était un jour idéal pour marcher.

Yürümek için ideal bir gündü.

Je connais l'endroit idéal pour notre fête.

Partimiz için mükemmel bir yer biliyorum.

C'était le moment idéal pour un baiser.

Bir öpücük için harika zamandı.

Le climat dans le Midi est idéal.

Fransa'nın güneyindeki iklim ideal.

C'est le moment idéal pour en acheter.

Şimdi onlardan birini satın almak için harika bir zaman.

Le temps est idéal pour un pique-nique.

Bu piknik için ideal hava.

Un imperméable léger est idéal pour le voyage.

Hafif bir yağmurluk, yolculuk için idealdir.

Ce n'est pas idéal, mais on fera avec.

İdeal değil ama var olanla yetineceğiz.

Un bord de route est l'endroit idéal pour se rencontrer.

Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.

La plage est un endroit idéal pour les enfants pour s'amuser.

Sahil, çocukların oynaması için ideal bir yerdir.

L'endroit idéal pour fonder une nouvelle famille durant la longue nuit hivernale.

Uzun kış gecesinde aile kurmak için mükemmel yer.

Les jaguars sont nyctalopes. C'est le moment idéal pour apprendre à chasser.

Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.

Fournit l'environnement idéal aux animaux pour retrouver leur mode de vie sauvage.

hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

Ils leur manquent un idéal, une raison de se lever le matin.

Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.

- C’est la place parfaite pour une embuscade.
- C’est l’endroit idéal pour une embuscade.

Bu, pusu için mükemmel bir yerdir.

Ce qui en fait l'endroit idéal pour que les bestioles s'abritent de la chaleur.

Bu da burayı börtü böceğin sıcaktan korunması için harika bir yer haline getiriyor.

- C'est le moment idéal pour un bisou.
- C'est le moment parfait pour un baiser.

Bir öpücük için mükemmel bir an.

Toutes ces proies en font un terrain d'entraînement idéal pour un jeune jaguar apprenant à survivre.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.