Examples of using "Centre" in a sentence and their turkish translations:
ana saldırıyı emanet etti
bir iş merkezinde bir iş hanında daha doğrusu
ve bu bölge duygular için önemli.
İsa tam olarak merkezde duruyor
Bu da yeni spor merkezi,
Evren merkezden yoksundur.
Merkez bir idealdir.
Ortaya oturmak istiyorum.
Alışveriş merkezi nerede?
Tam 12'den vurdun.
Park şehrin merkezindeydi.
Park şehir merkezinde yer almaktadır.
İstasyon, şehir merkezindedir.
Alıveriş merkezi yıkılacak.
O bir çağrı merkezinde çalışır.
Alışveriş merkezine gitmek istiyorum.
Bu gece alışveriş merkezine gidelim.
Tom bir çağrı merkezinde çalışıyor.
Tom ilgi odağı olmaktan hoşlanıyor.
Şehir merkezine doğru mu gidiyoruz?
Şehir merkezini atlayacağız.
Postane şehir merkezinde.
Kendini evrenin merkezi olarak görür.
Şehrin daha içlerine doğru girmeli.
Ofisim kentin merkezinde.
O, şehir merkezinde yaşamaktan hoşlanmaz.
Ben, ortadakiyim.
Postane şehir merkezinde.
Tren istasyonu şehrin merkezinde yer almaktadır.
Havaalanı şehir içinden çok uzakta.
O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.
O, evrenin merkezi olduğunu düşünüyor.
Bu yol sizi kasabanın merkezine götürecektir.
Onun ofisi şehir merkezinde yer almaktadır.
Bu otobüs şehir merkezine gider mi?
- Bugün alışveriş merkezinde yeni bir yelek satın aldım.
- Bugün alışveriş merkezinde yeni bir atlet satın aldım.
Arkadaşlarıyla birlikte alışveriş merkezine gitti.
Bu yakınlarda alışveriş merkezi var mı?
Çağrı merkezinin yüksek bir cirosu var.
ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.
Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.
ve Mahkeme Yenilik Merkezi ve New Jersey yargı sistemiyle
Şehir merkezinde çok sayıda otel var.
Otobüs seni şehir merkezine götürecek.
O, spor salonuna yürümedi.
Şehir merkezinde onun bir kitapçı dükkânı var.
Gökdelen şehrin ortasındadır.
Bu alışveriş merkezinde alışveriş etmeyi seviyorum.
Mağazada yeni bir şapka aldım.
Şehir içi otobüsler nereden kalkar?
Dan evrenin merkezi olduğuna inanıyor.
Sen nehri Paris havzasının merkezine doğru akar.
Onun ilgi odağı olması gerekiyor.
Bu sokak sizi şehrin merkezine çıkaracak.
- Dağ başında kaybolduk.
- Kör itin öldüğü yerde kaybolduk.
- Bu ücra yerde kaybolduk.
- Bu kuş uçmaz, kervan geçmez yerde kaybolduk.
- Bu ıssız yerde kaybolduk.
Alışverişimizi yapmak için şehir merkezine gidelim.
Hedefin ortasından vurdun.
- O, odanın ortasında durdu.
- Odanın ortasında durdu.
Osaka, Japonya'daki ticaret merkezidir.
Bu aslında dağıtım merkezinden teslimat olayının görüntüleri;
Şanlıurfa'nın merkezine 12 km uzaklıkta bir yerde
dünyanın merkezinde bir çekirdek var
iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,
Istasyon şehrin ortasında.
En yakın alışveriş merkezi nerede?
- Paris bir şekilde, dünyanın merkezidir.
- Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
Şehrin merkezinde yeni bir müze inşa ediliyor.
Köyün merkezinde bir kaynak var.
Ortada bulanan tek kişi benim.
Ben kent merkezinde bir daire arıyorum.
Alışveriş merkezinde üç mağaza var.
Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?
Kentin ortasında bir çeşme var.
Başkan biz savaşın ortasındayız dedi.
Bu tramvay, şehir merkezini tren istasyonuna bağlar.
Şehir merkezinde buluşabiliriz. Bu sizin için uygun olur mu?
Şehrin merkezinde muhteşem bir park var.
12 yaşındaydım ve bir AVM'de keşfedilmiştim.
bilim tutkusu olan büyük halk sağlığı hikaye anlatıcıları
artık pek de sormuyorum.
Melbourne şehir merkezindeki bu gececi keseli sıçanlar gibi.
Tayland'ın orta bölgesindeki Lopburi'de gecenin geç saatleri.
Bugün avm o gün kapı açıyorlar
Kent merkezinde güzel bir park var.
- Tokyo ile birlikte, Osaka bir ticaret merkezidir.
- Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.
Alışveriş merkezinde birini gördün mü?
Şehir merkezinde birçok yüksek binalar var.
Şehir merkezine gitme modumda değilim.
Bu alışveriş merkezinde bir süpermarket var mı?
Ve bu höyüğün merkezinde, az çok bir çocuk eli büyüklüğünde,
Kasabanın merkezinde güzel bir park vardır.
Pazarın kurulduğu meydan şehrin tarihi merkezi konumunda.