Translation of "Piège" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Piège" in a sentence and their turkish translations:

Un piège.

Bir tuzak.

Au piège.

tuzaktan kaçtı .

C'est un piège !

Bu bir tuzak!

C'est un piège.

O bir tuzak.

- Ça ressemble à un piège.
- Ça semble être un piège.

Bu bir tuzak gibi geliyor.

Le piège était réglé.

Tuzak kurulmuştu.

C'est un piège idéal.

Bu kusursuz bir tuzak.

Tom tendit un piège.

Tom bir tuzak kurdu.

J'ai tendu un piège.

Bir tuzak kurdum.

Ceci est un piège.

Bu bir tuzak.

C'était une question piège.

O hileli bir soruydu.

En fait, voici un piège.

Aslında burada bize tuzak kuruluyor işte

Qui est prise au piège.

Istakozun kaçma şansı yoktu.

Cela pourrait être un piège.

O bir tuzak olabilir.

Nous devrions monter un piège.

Bir tuzak kurmalıyız.

On m'a tendu un piège.

Uydurmuştum.

Est-ce une question piège?

Bu hileli bir soru mu?

Ça ressemble à un piège.

Bu bir tuzak gibi görünüyor.

Ce n'est pas un piège.

Bu bir tuzak değil.

Ses pattes sensibles deviennent un piège

Hassas pençeleri tuzağa dönüşür.

Peut-être que c'est un piège.

Belki o bir tuzak.

Il appâta le piège à lapins.

Tavşanlar için tuzağa yem koydu.

Est-ce que c'est un piège ?

O bir tuzak mı?

Ne tombe pas dans son piège !

Onun tuzağına düşmeyin.

Je savais que c’était un piège.

Hile olduğunu biliyordum.

La police a installé un piège radar.

Polis bir radar tuzağı kurdu.

Cela pourrait être un piège. Faites attention.

Bu bir tuzak olabilir. Gardını aşağı indirme.

- Comment sais-tu qu'il ne s'agit pas d'un piège ?
- Comment savez-vous qu'il ne s'agit pas d'un piège ?

Bunun bir tuzak olmadığını nasıl biliyoruz?

Ne tombons pas dans le piège des médias

Medyanın tuzağına düşmeyelim

Il pensa que c'était peut-être un piège.

Belki bunun bir hile olduğunu düşündü.

Ils ont attrapé le renard avec un piège.

Onlar tilkiyi bir tuzakla yakaladılar.

Il a installé un piège pour attraper l'animal.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

C'est une question piège. Il n'y a pas d'égouts.

Hileli bir soru. Kanalizasyon yok ki.

Mais le piège à mouche ne se ferme pas.

Lakin, sinekkapan kapanmadı.

Le fromage attire souvent une souris dans un piège.

- Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
- Peynir genellikle bir fareyi tuzağa çeker.

Ce vieil homme a libéré le renardeau du piège.

Yaşlı adam küçük tilkiyi tuzaktan kurtardı.

Nous avons posé un piège pour capturer un renard.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

Il semble que nous soyons tombé dans un piège.

Bir tuzağa düştük gibi görünüyor.

Tom a construit un piège pour attraper des lapins.

Tom tavşan yakalamak için bir tuzak hazırladı.

- Ils sont piégés.
- Elles sont piégées.
- Ils sont pris au piège.
- Elles sont pris au piège.
- Ils sont coincés.
- Elles sont coincées.

Onlar tuzağa düşürülmüş.

Ferma le piège des forces du général Mack à Ulm.

General Mack'in Ulm'deki güçleri üzerindeki tuzağı kapatan parlak bir eylem kazandığında doğrulandı

Il y a même un grillon pris au piège. Vous voyez ?

Baksanıza, yakalanmış bir cırcır böceği bile var, gördünüz mü?

Vous n'avez pas peur que ce soit peut-être un piège?

Bunun bir tuzak olabileceğinden endişeli değil misin?

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Si nous voulons aider nos jeunes à sortir du piège du perfectionnisme,

Eğer gençlerimize mükemmellik tuzağından kurtulmaları için yardım etmek istiyorsak

Qu'il n‘y a pas de serpent plus terrifiant que ce petit piège mortel.

bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.

On pourrait prendre un peu de viande pourrie, faire un piège dans la forêt…

Ya çürüyen etin bir kısmını alıp ormanda tuzak kurar

Qu'en dites-vous ? On essaie de faire un piège avec de la viande pourrie

Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım

Voyons voir si… le piège à scorpion pour lequel vous avez opté a marché.

Tamam, bakalım yaptığımız akrep tuzağı işe yaradı mı?

Qu'il y a un repas à l'intérieur avant que le piège ne se referme.

içinde bir yem olduğundan tam olarak emin olmak ister.

On fait quoi ? On chasse avec la lampe à ultraviolets ? Ou on fabrique un piège ?

Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?

- Il y a un truc.
- Il y a un piège.
- Il y a une attrape.

Bir bit yeniği var.

Mais une fois qu'ils étaient au milieu, Hannibal a sauté son piège et a déchaîné sa cavalerie.

Ama nehrin ortasına geldiklerinde Hannibal tuzağını kurdu ve süvarilerini saldı.

Tom fit tout ce qu'il put pour sauver les enfants pris au piège dans le bâtiment en flammes.

Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.