Examples of using "Horaire" in a sentence and their turkish translations:
Esnek bir programım var.
Benim sıkışık bir programım var.
Sıkı bir programımız var.
Saat farkıyla ilgili kötü bir durumum var.
Onun sıkı bir programı var.
Onun sıkı bir programı var.
Tarife alabilir miyim?
Oldukça gerginiz.
Bir otobüs tarifesi alabilir miyim?
Benim zaman dilimimde burada sabah.
Hâlâ uyku düzensizliği çekiyorum.
Sen meşgul bir adamsın öyleyse saatimi ayarlayacağım.
Onunkine uyması için planını değiştirdi.
Gözden geçirilmiş zaman çizelgesi bu ayın 5'inde yürürlüğe girecek.
Okinawa'daki asgari ücret saat başına 642 yendir.
Bir hafta oldu fakat uyku düzensizliğinden hâlâ çekiyorum.
Ne kadar daha fazla saat çalışırsam, saatlik ücretim o kadar azalıyor.
Bir ders programı var mı?
Eve döneli bir hafta oldu ama hala jet uyumsuzluğu çekiyorum.
dünyada yaşayan insanlara göre saniyenin binde ikisi kadar zaman farklılığı yaşarlar
Programın elimde.
Her ne zaman yurtdışına gitsem saat farkı ve ishalden rahatsız olurum.