Examples of using "Frontières" in a sentence and their turkish translations:
Sanatın hiçbir sınırı yoktur.
Sınırların canı cehenneme!
Sınırların canı cehenneme!
Sanatın hiçbir sınırı yoktur.
Asıl çekiciliği sınırları yıkıyor olması.
Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.
Sınırlar uzaydan görünmese de
sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor.
sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere
Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleri ile bir sınır paylaşıyor.
Moğolistan'ın iki ülke ile sınırları vardır: Rusya ve Çin.
Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleriyle sınır komşusudur.
-
Avustralya, dünyada başka bir ülkeyle sınırı olmayan en büyük ülkedir.
Hayatı ölümden ayıran sınırlar azami karanlık ve belirsizdir. Birinin nerede biteceğini ve diğerinin nerede başlayacağını kim söyleyecek?