Translation of "Franchir" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Franchir" in a sentence and their turkish translations:

Elle les aide à franchir le récif

Yüksek gelgit, resifi aşmalarına yardımcı olur.

Mais si on arrive à franchir cette zone

Ancak, eğer bu bölgeyi aşabilirseniz

Ils se sont débrouillés pour franchir le fleuve.

Nehrin karşısına geçtiler.

- Elle fut la dernière à franchir la ligne d'arrivée.
- Elle a été la dernière à franchir la ligne d'arrivée.

Bitiş çizgisini en son geçen oydu.

Qui regardent une balle essayant de franchir un obstacle.

altı aylık bebekler.

Le premier à le franchir depuis Dionysos lui-même.

Dionysos'un kendisinden beri geçen ilk kişi.

Il était le premier homme à franchir le Pacifique.

Pasifik'i geçen ilk insandı.

C'est de franchir cette zone de frustration et de peur

bu hayal kırıklığı ve korku alanını itip ilerlemek,

Mais il y a une limite à ne pas franchir.

Ama aşılmaz bir çizginin varlığını fark ediyorsun.

Dépêchez-vous de franchir le portique, l’avion va bientôt décoller.

Güvenlik kapısından geçmek için acele edin, uçak yakında havalanacak.