Examples of using "Espérait" in a sentence and their turkish translations:
Başarılı olmayı umuyordu.
Tom başarılı olmayı umuyordu.
Herkes onun kazanacağını umuyordu.
Ailem bir erkek çocuk istemişti,
Tom Mary ile tekrar bir araya gelmeyi umuyordu.
Tom'un umudu birincilik ödülünü kazanmaktı.
Oyunu kazanabileceğimizi umuyorduk.
O, onun sorunu çözmesini umuyordu.
Tom, umduğu sonuçları alıyor.
Belki de beklediğimiz kestirme yol burasıdır.
Tom, Mary'nin kazanacağını umduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin Noel için eve geri gelmesini umuyordu.
Tom Mary kadar iyi tenis oynayabilmeyi diledi.
Sanırım baban üniversiteye gideceğini umuyordu.
Tom Mary'nin ne olduğunu öğrenemeyeceğini umuyordu.
Vlad yeni başkentinden tüm Eflak'ı birleştirip tek bir krallık altında yönetme fantezisi kurmaya başlar
Tom'un partiye gitmesinin tek nedeni Mary'nin orada olmasını beklemesiydi.
Artık Osmanlı ordusu ile karşı karşıyadır. ümidi ise Papa Pious'un Osmanlı'ya