Examples of using "Prix" in a sentence and their turkish translations:
Bu fiyatlara bak.
Fiyata bak.
Fiyatlar yükseldi.
Ödülü hak ediyorsun.
Fiyat doğru.
Ödülü hak ediyorsun.
Ne pahasına olursa olsun bundan sakın.
Fiyatlar yükseliyor.
Fiyatlar yükseliyor.
Fiyat düşüyor.
Fiyat yükseliyor.
O, birincilik ödülü aldı.
Fiyatlar fırladı.
Onlar fiyat üzerinde anlaştılar.
Fiyatı sordun mu?
Onlar ödül aldı.
En iyi fiyatın nedir?
Fiyatlar yüksek.
Fiyat makul.
- Ödülü hak ediyor.
- O ödülü hak ediyor.
Bu fiyat makul.
Fiyat yükseldi.
Fiyat konusunda pazarlık yaptım.
Fiyatlar makul.
Fiyatlar düştü.
Her şeyin bir fiyatı vardır.
Bu paha biçilmezdir.
Makul bir fiyat.
Bu makul fiyatlı.
Fiyat yüksek.
Fiyat çok fazlaydı.
Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
Fiyatlar aniden düştü.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
Herkes ne pahasına olursa olsun kendilerini zenginleştirmek istiyor, ne pahasına olursa olsun.
Bu ödemek için küçük bir bedel.
Ben fiyatın iki katını öderim.
Bir fiyat üzerinde anlaştık.
Bu bedele kefalet deniyor.
Bedelini ödemek zorundasın.
Bazı mağazalar fiyatları indirdi.
Fiyat talebi yansıtır.
Fiyat makul değil.
Vergi fiyata dahildir.
Fiyatlar yükselmeye devam etti.
Herkesin bir ederi var.
Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.
Ödül için birbirimizle yarıştık.
Fiyatlar her gün yükseliyor.
Benzinin fiyatı yükseliyor.
Fiyatı düşürebilir misiniz?
Fiyat çok yüksek.
Bir şey ödeyeceğim.
Fiyatlar son zamanlarda düştü.
Fiyatları aniden düştü.
- Hepimizin bir bedeli var.
- Hepimizin bir fiyatı var.
Her şeyin bedeli var.
Özgürlüğün bir bedeli vardır.
Fiyatlar kesinlikle yükselecek.
Petrol fiyatı yükseliyor.
Fiyat önemli değil.
Fiyatlar daha da artacak.
Bu fiyat makul mü?
Ben birincilik ödülü kazandım.
Sonuç olarak, fiyatlar yükseldi.
Her şeyin fiyatı arttı.
Yumurtaların fiyatı yükseliyor.
Biz fiyatlarımızı yükselteceğiz.
O bir mükafat kazandı.
Fiyat çok ucuz.
Tom fiyatı ödedi.
Biz yemeğin maliyetini paylaştık.
Biz bir fiyat üzerinde bir anlaşmaya vardık.
Gıda fiyatı yukarı gitti.
Peki bedelini kim öder?
Fakat bu, çok büyük enerji tüketiyor.
Tüm bu fikirlerde ödün veriliyor.
Fiyatlar Kobe'de daha düşüktür.
Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.
Talebe göre fiyat değişir.
Fosil yakıt fiyatları tavana vurdu.
Tom'un umudu birincilik ödülünü kazanmaktı.
O, üçüncülük ödülünü kazandı.
O, değerli bir yüzük takıyor.
O, bütün ödülleri kazandı.
Hisse senedi değerleri çabucak düştü.
Hisse senedi fiyatları keskin bir şekilde düştü.
Tom hiç ödül almadı.
Fiyat bir sorun değil.
Pahalı bir gerdanlık takıyor.
Kahvenin fiyatı düştü.
Fiyatlar oldukları gibi kalırlar.