Examples of using "Enseignant" in a sentence and their turkish translations:
sınır bölgesinde öğretmenlik yapan bir öğretmen
yönetici öğretmen olduğu içinde
Ne tembel bir öğretmen!
Ben öğretmen olmaktan hoşlanıyorum.
Bir öğretmen olmaya niyet ettim.
Senin baban bir öğretmen mi?
Babam bir öğretmendir.
O tecrübeli bir öğretmendir.
Ben bir öğretmen olmak istiyordum.
O senin öğretmenin mi?
Bir öğretmen olmak istiyorum.
- Öğretmen olmak istiyor.
- O, bir öğretmen olmak istiyor.
Babam bir öğretmendi.
Ben bir öğretmen değilim.
Öğretmenime çok fazla saygı duyarım.
Ben Japonca öğretmeniyim.
Sen yeni öğretmen misin?
Her zaman bir öğretmen olmak istedim.
Tom'dan iyi bir öğretmen olurdu.
Ben sadece bir öğretmenim.
O bir fen bilgisi öğretmenidir.
Öğretmen olmaktan gurur duyuyorum.
"Siz bir öğretmen misiniz?" "Evet, öğretmenim."
Hiç öğretmen olmayı düşündün mü?
Bay Smith iyi bir öğretmendir.
O, öğreterek yaşamını kazanır.
O, geçimini öğretmenlik yaparak kazanır.
- Sanırım bir İngilizce öğretmeni olmak istiyorum
- Sanırım öğretmen olmak isterdim
Onun gayesi öğretmen olmak.
O, bir öğretmen olarak Berlin'e geldi.
- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- Senin bir öğretmen olduğunu biliyorum.
- Senin öğretmen olduğunu biliyorum.
O bir öğretmen.
"Öğretmen misin?" "Evet bu doğru."
Bir öğretmen olmayı seviyorum.
Öğretmen olmayı seviyorum.
Ben bir öğretmenim.
O, bir öğretmen değil ama bir doktor.
Sen bir öğretmensin, değil mi?
O, öğretmenlik kadrosundadır.
Tom bir öğretmen olarak kendi resmini yapamaz.
Tom iyi bir öğretmen değil.
Bir öğretmen olmadan önce bir muhasebeciydim.
Orada hiçbir öğretmen yoktu.
Tom bir öğretmen mi?
öğretmen filminde ise maaşı yetmeyen bir öğretmen var
Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.
O, bir öğretmen olmak için uygun değil.
Bay Hirayama çok iyi bir öğretmendir.
Tom yaklaşık otuz yıldır öğretmendi.
Türkiye'de İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor.
Bazı öğretmenler öğretirken patates soyarlar.
Sen bir öğretmensin.
- Öğretmen değilim.
- Ben bir öğretmen değilim.
- Ben öğretmen değilim.
Bir işçi veya meslektaş, öğretmen veya öğrencisiniz.
bazı filmlerinde öğretmen oldu çıktı karşımıza
kutsal meslek yapan öğretmen ek iş yapmak zorunda
O, bana babasının bir öğretmen olduğunu söyledi.
Öğretmenimize göre o hastaneye girdi.
Öğretmen olmak istiyorum.
Bir öğretmen olacağım.
Ben burada bir öğretmenim.
İyi bir öğretmen olacağımı düşünüyorum.
Neden bir öğretmen olmak istiyorsun?
"Siz bir öğretmen misiniz?" "Evet, öğretmenim."
Büyük bir âlim mutlaka iyi bir öğretmen değildir.
- Ben de bir öğretmenim.
- Ben de öğretmenim.
Çocukları severim. Öğretmen olmamın nedeni budur.
O benim öğretmenim.
İngilizce öğretmeni olmak isterdim.
- Bir Fransızca öğretmeniyim.
- Ben bir Fransızca öğretmeniyim.
- Fransızca öğretmeniyim.
Sen bir öğretmensin.
Gerçekten bir öğretmen olmam gerekip gerekmediğini merak ediyorum.
Ben bir öğretmenim.
her birimiz için, ebeveyn olarak, öğretmen olarak, yönetici olarak ve bugün burada
bilim ve uzay bilgilerini artırarak gelişimlerini ilerletmekle meşguller.
diyelim ki öğretmensiniz giriyorsunuz programa
Ben yeni öğretmenim.
İngilizce öğretmenin kim?
O bir öğretmen olarak çalışıyor fakat aslında bir casus.
- Tom Fransızca öğretmeni.
- Tom bir Fransızca öğretmeni.
Bir öğretmenin maaşı bir avukatın maaşından azdır.
Ben bir öğretmenim, bir öğrenci değilim.
Karam yeni bir öğretmendir.
Ben iyi bir öğretmenim.
Lisedeki Fransızca öğretmenim ana dilli bir konuşan değildi.
Lisedeyken en sevdiğin öğretmen kimdi?
Emin değilim ama öğretmen olmak istediğimi düşünüyorum.
Bir krizde öğretmenin ile temas kurmalısın.