Examples of using "L'intention" in a sentence and their turkish translations:
Seni aramayı düşünüyordum.
- Ne yapmaya niyet ediyorsun?
- Ne yapmak niyetindesin?
Bir öğretmen olmaya niyet ettim.
Ne zaman başlamayı düşünüyorsunuz?
Bunu kullanmaya niyetim var.
Köleliği kaldırmayı istiyorum.
Onunla ne yapmayı planlıyorsun?
Onunla ne yapmayı istiyorsun?
- Ne yapmayı planlıyorsun?
- Ne yapmaya niyet ediyorsun?
- Ne yapmayı planlıyorsunuz?
Önemli olan bilinçli olmaktır.
Ben tamamen dönmek niyetindeyim.
Benim planım bir araba satın almak.
Ben öyle yapmak niyetindeyim.
- Ne yapmayı planlıyorsun?
- Ne yapmaya niyet ediyorsun?
Onu yapmaya niyetliyim.
Onunla evlenmek niyetindeydi.
Tom'la birlikte gitmeyi istemiştim.
Seni korkutmak istemedim.
Seni incitmek istemedim.
O, bir aktris olmaya niyetlendi.
Seni şaşırtmak istemedim.
Üzgünüm, amacım sözünü kesmek değildi.
Senin duygularını incitmek niyetinde değildi.
Bunu nasıl tamir etmeyi düşünüyorsunuz?
Parayla ne yapmak istiyorsun?
Seni rahatsız etmek istemedim.
Sohbetinizi bölmek istemedim.
- Onu nasıl yapma niyetindesin?
- Onu nasıl yapmayı düşünüyorsun?
O, alışverişe gitmeyi düşündü.
Gerçeği anlatmak.
Bu gece onu dinlemeye niyetliyim.
Onunla evlenmeye niyetim yok.
İstifa etmeye niyetim yok.
Bunu artık kullanma niyetinde değilim.
Ben bir hafta için kalmak niyetindeyim.
Niyetimiz ona saldırmak değildi.
- Ondan ayrılmayı planlıyorum.
- Onunla ilişkiyi bitirmeyi planlıyorum.
Benim kalmaya niyetim yok.
Bizi terk etmek niyetinde misin?
Benim değişmeye niyetim yok.
Dick oraya yalnız gitmeyi planlıyor.
Onu gücendirmek istemedim.
O ne yapma niyetinde?
Berbere gitmek niyetindeyim.
Tom onu değiştirmek istiyor.
Bunu burada bırakmayı planlıyorum.
Ben yurt dışına gitmeye niyet etmiştim.
Onun hakkında ne yapmayı düşünüyorsun?
Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.
Üniversitede hangi alanda uzmanlaşmayı planlıyorsun?
Ne kadar kalmayı planlıyorsun?
Üzgünüm, amacım seni korkutmak değildi.
Derhal başlamaya niyet ettim.
Amacım konuşmanıza kulak misafiri olmak değildi.
Gelecek yıl Fransa'ya gitmeyi planlıyorum.
Yağmur yağsa bile gideceğim.
Kız arkadaşımla kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.
Onu öldürmek istemedim.
Ona vurmak istemedim.
Ona vurmak istemedim.
Orada bir hafta kalmayı planlıyorum.
Sigarayı ne zaman bırakmayı tasarlıyorsun?
Tom'un onu yapmaya niyeti yok.
Oraya gitmek için Tom'un da planları var.
Bu akşam nereye gitmeyi planlıyorsun?
Bugün toplantınızı iptal etmek istedim.
Onu aramaya niyet etmiştim fakat aramayı unuttum.
O seni incitmek istemiyordu.
Tom'un Boston'u terk etmeye niyeti yok.
Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.
Niyetim onu hayal kırıklığına uğratmak değildi.
Tam olarak benim gitmek istediğim yere gidiyorsun.
Seni incitmek istemedik.
Bunu yapmak istememiştim.
Onu yapmayı planlamıyorum.
O, yeni bir bisiklet almaya niyetlidir.
Tom'un niyeti Mary'yi gücendirmek değildi.
Tom'a bir mektup yazmayı planlıyorum.
Tom sana zarar vermek istemedi.
Bunu yapmayı planlamıyordum.
Bir araba kiralamayı planlıyor musun?
Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.
Ben bir şey kesmeye niyet etmedim.
Düzeni değiştirmek gibi bir gayeleri yok.
Ben bu öğleden sonra Mary'yi göreceğim.
Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
Amerikada tıp eğitimi yapmaya niyetlendim.
Bu kadar uzun süre kalmayı düşünmedim.
Onu öldürmek için, ona saldırdı.
Teorinizi inkar etmek gibi bir niyetim yok.
Amerika'ya gitmeye niyetlendiğim için İngilizce öğreniyorum.
Ben onu ağlatmak istemedim.
Görüşmeye katılmayı planlıyor musun?
Onun ona araba sürdürmeye niyeti yoktu.
Onun onu öpmesine izin vermeye niyeti yoktu.
Gelecek yıl daha iyi yapmaya niyet ediyoruz.
Bu emirlere uymaya niyetim yok.