Examples of using "J'avais" in a sentence and their turkish translations:
Ben senin yaşındayken, bir işim vardı.
Senin yaşındaydım.
Uykuluydum.
Bir köpeğim vardı.
Senin yaşındayken bir erkek arkadaşım vardı.
Senin yaşındayken benim bir kız arkadaşım vardı.
Utanç duydum
Acıktım.
Uykuluydum.
Korktum.
Ben kusursuzdum.
Ben üşüdüm.
Utandım.
Paraya ihtiyacım vardı.
Bir kız arkadaşım vardı.
Ben senin yaşındayken çalışıyordum.
Çöpe attım gitti.
Yardıma ihtiyacım vardı.
Ben çok korktum.
Bir motosikletim vardı.
Bir arızam vardı.
Görünüşe göre, ben haksızdım.
Anlamıştım zaten.
Onun hepsini planlattım.
Ben yanlış çocuktum.
Kesinlikle haklıydım.
Ben onu unutmuşum.
Kendimce nedenlerim vardı.
Benim şüphelerim vardı.
Çok uykulu hissettim.
Gerçekten açtım.
Muhtemelen yanıldım.
Seni aramayı düşünüyordum.
Ben sorun olacağını umuyordum.
Keşke daha fazla arkadaşım olsa.
Aklımda başka şeyler vardı.
Seni karşılamam gerekiyordu.
Mutlu olmak için her şeyim vardı.
Felç edici kramplar yaşıyordum,
Aynı şeyleri yine yapar mıydım?
Şimdi bunu başardığımda da
Ben 16 yaşındayken
Düşüncelerini bilmek nasıl olurdu?
20 yaşındayken
10 yaşındayken
kötü düşüncelerim olduğunu
bir sürü kısıtlamam vardı.
O zaman on sekiz yaşındaydım.
Ölü gibi hissettim.
Paraya ihtiyacım vardı.
Korktum.
Benim gri saçım vardı.
Aç ve susuzdum.
Bir böbrek taşım vardı.
Onu duymam gerekiyordu.
Canım kaçmak istedi.
Sadece biraz havaya ihtiyacım vardı.
Ben yanlış iz üzerindeydim.
İştahım büyüktü.
- Canım ağlamak istedi.
- İçimden ağlamak geldi.
- Ağlıyacak gibi hissettim.
Bir molaya ihtiyacım vardı.
Bir değişikliğe ihtiyacım vardı.
Neyse ki yanılmışım.
Ben izinsiz giriyordum.
Ben başlamak için bekleyemedim.
Gerçekten çok açtım.
Harika bir öğretmenim vardı.
Sigara içerdim.
Benim iyi öğretmenlerim oldu.
Yardım için gerçekten umutsuzdum.
Benim iyi bir işim vardı.
- Çok üzgündüm.
- Ben kalbi kırıktım.
- Kalbim kırıktı.
- Dertliydim.
Ben çok korktum.
Ben biraz korkuyordum.
ve yurt odamdan yaptığım işi çöküşte kapatmak zorunda kalmıştım
Ben başka bir şey planlattım.
O bana kaç yaşında olduğumu sordu.
Ben senin değiştiğini duydum.
Keşke tavsiyene uysaydım!
Sahip olduğum her şeyi kaybettim.
Onu söylemenden korkuyordum.
Onun hakkında hatalıydım.
Onu unuttuğumu mu düşündün?
Neye sahip olduğumu nereden biliyorsun?
Kıskanmak için iyi bir nedenim vardı.
Eğer yeterince param olsaydı, bunu alırdım.
iyice dibe doğru gitmiştim,
ve düz bir popom vardı.
Tavsiyelerine ihtiyacım vardı,
Sekiz veya dokuz yaşındaydım,
saklanıyor gibi hissettim.
Almam gereken bir karar vardı.