Examples of using "Disiez" in a sentence and their turkish translations:
Ne söylersen söyle sigara içmeyi sürdüreceğim.
Ne söylersen söyle sana inanmıyorum.
Bana, ne olduğunu anlatmanızı istiyorum.
Ne söylersen söyle fikrimi değiştirmeyeceğim.
iyide bunu neden bize anlatıyordunuz korkuyorduk biz
Ne söylediğini duydum.
Ne dersen de, o evleneceğim biridir.
Onu söylemenden korkuyordum.
Bıraktığını söylemiştin.
Gerçeği söylemen önemli.
Ne söylersen söyle, vazgeçmeyeceğim.
Gerçeği söylüyordun, değil mi?
Söylediğin her şeye inanırdım.
Davanıza zarar verebilecek bir şey söylemenizi istemiyorum."
Sadece gerçeği söylemeni istiyoruz.
Keşke ne zaman geleceğini bana söyleseydin.
Bana ne yapacağımı söylemelisin.
Ne yapacağımı bana söylemeni istiyorum.
Bana ne yapacağımı söylemeni istiyorum.
Ona gerçeği söyleme zamanı.
Seni koruyacak birine ihtiyacın olduğunu söyledin.
Ne söylersen söyle fark etmez, kararımı değiştirmeyeceğim.
Bunu nasıl yapacağımı bana söylemeni istiyorum.
Doğruyu söylediğine ikna olmuş değilim.
Bunu kimin yaptığını bana söylemeni istiyorum.
Bana yalın gerçeği söylemen gerekir.
Onu sana kimin verdiğini bana söylemeni istiyorum.
Sadece neden yalan söylediğini bana söylemeni istiyorum.
Sen söyleyinceye kadar fark etmemiştim.
Keşke onu bana biraz daha önce söyleseydin.
Sanırım Tom ne dediğini anlamadı.
Onun hakkında bildiğin her şeyi bana söylemeni istiyorum.
- Ne dediniz?
- Ne dedin?
Bana doğruyu söylemezsen sana yardım edemem.
Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.
Bana söylediğin için minnettarım.
Nereye gideceğimizi bana söylemezsen seninle gitmeyeceğim.
Sen gerçeği istediğini söyledin.
Keşke bana gerçeği söyleseydin.
- Benim için olumlu şeyler söylemeni istiyorum.
- Benim için iyi şeyler söylemeni istiyorum.
- Bana destek olmanı istiyorum.
- Bana arka çıkmanı istiyorum.
Bunu birine söylemeni istemiyorum.