Examples of using "D'ouvrir" in a sentence and their turkish translations:
Kapıyı açmayı dene.
O, kapıyı açmaya çalıştı.
Tom kapıyı açmaya çalıştı.
Bu kapıyı açmam gerek.
Kapıyı açmayı reddediyorum.
O bana kapıyı açmamı rica etti.
Sadece fikirleri açmaya çalışmıştık
Babam kapıyı açmamı istedi.
O boş yere kutuyu açmaya çalıştı.
Az önce birçok soruna neden oldun.
Onun pencereyi açmasını rica etti.
Pencereyi açar mısın?
Ben ondan kapıyı açmasını istedim.
Tom'un pencereyi açmasını rica ettim.
Pencereyi açıyor.
Kilitli kapıyı açmayı boş yere denedi.
Genç eczacı bir eczane açmaya karar verdi.
Üçüncü gardırobu açmanın zamanı geldi.
Tom araba kapısını açmaya çalıştı.
Büyük ağzını açmadan önce hiç düşünüyor musunuz?
Kaputu açmanı söyledim, bagajı değil.
Tom kapıyı açmaya çalıştı ama açamadı.
Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.
Paketi açmaya çalışırken parmağımı kestim.
Pencereyi açabilirim.
- Pencereyi açıyor.
- O, pencereyi açıyor.
O, kapıyı iterek açmak için bütün gücüyle uğraştı.
Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitli olduğu için açılmadı.
Mektubu açmak zorunda değildim. Ne söylediğini tamamen biliyordum.
Kutuyu nasıl açacağını keşfetti.
Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitli olduğu için açamadım.
Onlar kapı açmayı bırakmış biz avm yapmayı bırakamadık
O, pencereyi açmamı istedi.
O, kutuyu açamadı.