Translation of "Construire" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Construire" in a sentence and their turkish translations:

Nous pouvons construire cela.

Onu inşa edebiliriz.

Enseigner, c'est construire des relations,

Öğretme işi ilişki inşasıdır

construire une chambre funéraire sur

üzerine mezar odası yaptır

Pour construire votre connaissance des mots

kelime bilgisi inşa etmeye

Construire une fromagerie en Équateur également.

Ekvator'da peynir fabrikası yapmak bir riskti.

Mais comment allons-nous construire avec ?

Ama, bununla nasıl bir şey inşa edebiliriz?

Je veux construire une maison ici.

Burada bir ev inşa etmek istiyorum.

Je voudrais construire une nouvelle maison.

Yeni bir ev inşa etmek istiyorum.

L'époque de construire des murs est révolue.

Zaman duvar inşa etme zamanı değil,

De construire des abris pour des communautés,

barınacak bir yer inşa eden sanattır.

Construire des bibliothèques, des salles de concert,

Kütüphaneler, konser salonları,

Ma femme m'aide à construire les routes.

Karım yol yapımında bana yardım ediyor.

J'espère construire une nouvelle maison l'année prochaine.

Gelecek yıl yeni bir ev yapmayı ümid ediyorum.

Je me fais construire une nouvelle maison.

Yeni bir ev yaptırıyorum.

Vous devez être capable de construire un bâtiment,

Bir yapı inşa edebilmelisiniz,

Et construire des bâtiments pour atteindre cette beauté

Ve bu güzellik için binalar yapmak,

Nous ne pouvons pas construire des villes inclusives

herkesi dinlemeksizin

Nous pouvons construire cet ordinateur dans quelques années

birkaç yıl içerisinde biz o bilgisayarı yapabiliriz

Tom est en train de construire un mur.

Tom bir duvar inşa ediyor.

Non pas pour reconstruire, mais pour construire en mieux.

aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.

Ne pourrait-on pas construire des structures nomades, démontables –

Bu yapılar taşınılabilir ya da şişirilebilir olamaz mı?

Peut-on s’en servir pour construire ce nouvel immeuble,

Kullanımında herhangi bir değer kaybı olmadan

Est-ce mal de construire la mosquée Sainte-Sophie?

Ayasofya'nın cami yapılması yanlış karar mı?

Ils ont mis deux ans à construire la maison.

Evi inşa etmek onların iki yılını aldı.

D'aider les élèves à construire et à garder des relations.

bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

On ne peut pas construire un pont en un jour.

Bir günde köprü inşa edemezsiniz.

On cherche à construire ce monde mixte humain et robotique

Birlikte var olabildiğimiz ve iş birliği yapabildiğimiz

Combien d'argent a-t-on dépensé pour construire le musée ?

Müzeyi inşa etmede ne kadar para harcandı?

Il est possible de construire un nombre de phrases illimité.

Sınırsız sayıda cümle üretmek mümkündür.

Vous ne pouvez construire de bâtiments sur des terrains marécageux.

- Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsin.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsiniz.
- Sulak alanlarda binalar inşa edemezsiniz.

Ils voulaient construire l'un des plus beaux immeubles du monde.

Onlar dünyadaki en güzel binalardan birini inşa etmek istiyorlar.

Jamais je n'envisagerais de construire une maison dans ce coin.

Ben bu alanda bir ev inşa etmeyi asla düşünmezdim.

Ça m'a coûté beaucoup d'argent de construire une nouvelle maison.

Yeni bir ev inşa etmek bana çok paraya mal oldu.

J'ai passé du temps à construire un village avec des routes,

Biraz zaman geçirdim, yolları olan küçük bir köy inşa ettim

J'ai commencé à construire ce réseau il y a trois ans.

Bu ağı inşa etmeye üç yıl önce başladım.

L'architecture est l'art de construire des abris pour les êtres humains.

Mimari, insanların barınabileceği bir yer oluşturma sanatıdır.

Coûté beaucoup d'efforts pour construire la première base avec l'utilisation d'

kullanımı ile birinci tabanı oluşturmak için çaba mal

J'ai emprunté le marteau de mon père pour construire une niche.

Bir köpek kulübesini tamir etmek için babamın çekicini ödünç aldım.

Prends ma main. On va construire une utopie, toi et moi.

Elimi tut. İkimiz bir ütopya oluşturacağız.

Je leur ai dit que je voulais construire mon usine chez eux.

Fabrikayı Idaho’ya kurmak istediğimi söyledim.

Parce qu'en fin de compte, l'architecture est l'art de construire des bâtiments.

çünkü mimari en nihayetinde inşa etme sanatıdır.

En tant qu'enseignante, je sais que mon rôle est de construire une communauté.

Bir öğretmen olarak görüyorsunuz, ben toplum inşası adına görevimi biliyorum.

Dès ce soir, je vous invite à construire le cerveau dont vous rêvez.

Bu yüzden, bugün buradan ayrıldığınızda, çıkın ve istediğiniz beyni yaratın!

Il a annoncé qu'il allait construire un mur entre le Mexique et l'Amérique.

Meksika ile Amerika arasına bir duvar öreceğini açıkladı

Notre entreprise a le projet de construire une nouvelle usine chimique en Russie.

Şirketimiz Rusya'da yeni bir kimya tesisi kurmayı planlıyor.

Après avoir lu ses livres, j'ai le sentiment de pouvoir construire une maison.

Onun kitaplarını okuduktan sonra bir ev inşa edebileceğimi hissediyorum.

Combien de temps a-t-il fallu à Tom pour construire la niche ?

Tom'un köpek kulübesini yapması ne kadar sürdü?

Il a acheté le terrain dans le but de s'y construire une maison.

O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.

. La première idée était de construire une maison à deux étages, et même plus

. İlk fikir, iki katlı bir ev ve hatta mümkünse daha fazlasını inşa etmekti

Ont dépassé un an. La première étape a consisté à construire un brise-lames

bir İlk adım, projenin ilk ayağı olacak bir dalgakıran inşa etmekti.2000 ve oniki yıllarının sonunda

An plus tard La société coréenne Daewoo a remporté l'appel d'offres pour construire le

batılı kırıcı inşa etme ihalesini kazandı;

Je voudrais en savoir plus sur les techniques utilisées pour construire les pyramides d'Égypte.

Mısır piramitlerinin yapımında kullanılan teknoloji hakkında daha fazla bilgi edinmek isterim.

Je n'aurais jamais pensé que ce serait aussi difficile de construire une table de pique-nique.

- Bir piknik masası yapmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
- Bir piknik masasını kurmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.

Comptent pour construire des gratte-ciel en plaçant le poids de la structure de base avec la

olan tabanla yerleştirmek için gökdelenler inşa etmeye

Le gouvernement iraquien a passé un contrat avec la société grecque et l'objectif est de construire le

inşa etmek. iki yüz milyon Euro'nun üzerinde bir maliyetle ve bir

Il a été décidé de construire un musée avec la décision du Conseil des ministres prise à l'époque.

o dönemde alınan bakanlar kurulu kararıyla müze yapılmasına karar verildi

Planification et recherche, un plan a été élaboré pour construire de hauts immeubles, plus précisément en l'an mille

. Ve işte güçlü asansörün rolü geldi. Planlama ve araştırmadan sonra , özellikle bin