Examples of using "Cauchemar" in a sentence and their turkish translations:
- O bir kabustu.
- Tam bir felaketti.
- O bir kâbustu.
- Ben bir kabus gördüm.
- Bir kâbus gördüm.
Sadece bir kabustu.
Bu bir tür kabus.
Bu sadece bir kabustu.
En kötü kabusun ben olacağım.
Kâbus nihayet bitti.
Belki bu sadece bir kabustu.
Bu kabus hiç sona erecek mi?
Asya orman kırkayağı, korkutucu bir üne ve yüzyıllar boyu
Testere pullu engerek bence tam bir kâbus.
Bu kabus dışı bir şey gibiydi.
Dan, Linda'nın en kötü kabusudur.
Dün akşam korkunç bir kabus gördüm.
Dün gece bir kabus gördüm.
Kabusun bittiğini sanıyordum.
Bir rüya gemisi, kabusa yanaştı.
Vampirlerle ilgili bir kabus gördüm.
Dün gece gerçekten kötü bir kabus gördüm.
O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
Sana kötü kabusunu göstermek için buradayım.
Birçokları için Amerikan rüyası bir kâbus oldu.
Dün gece kötü bir rüya gördüm.