Examples of using "Avertissement" in a sentence and their turkish translations:
O bir uyarıydı.
Bu son uyarı.
Bir uyarı. Civarda tehlike var.
Uyarımıza aldırmadı.
Küçük bir uyarı güzel olurdu.
Bu senin son uyarın.
Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
Kuma vurarak oluşturduğu titreşimlerle rakibini uyarıyor.
Onu uyardım ama uyarıyı görmezden geldi.
Baskıncılar, İngiltere'nin doğu kıyısı açıklarında uyarmadan ortaya çıkar.
Ona bir uyarı verdim, o buna hiç dikkat etmedi.
Tom uyarıma dikkat etti.