Translation of "Aurait" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Aurait" in a sentence and their turkish translations:

- Cela aurait été divertissant.
- Ça aurait été amusant.

O eğlenceli olurdu.

- Qui aurait fait ça ?
- Qui aurait fait cela ?

Bunu kim yapardı?

Tom aurait compris.

Tom anlardı.

- Elle aurait dû la fermer.
- Elle aurait dû tenir sa langue.
- Elle aurait dû se taire.
- Elle aurait dû la boucler.

O, çenesini kapalı tutmalıydı.

- Ça aurait dû être assez.
- Cela aurait dû être suffisant.

O yeterli olmalıydı.

- Il aurait dû travailler plus.
- Il aurait dû travailler davantage.

O, daha çok çalışmalıydı.

- Tom aurait dû le savoir.
- Tom aurait dû savoir ça.

Tom bunu bilmeliydi.

aurait colonisé la nôtre.

bizim galaksimizi kolonize edebilirdi.

Il aurait dû venir.

O gelmeliydi.

Cela aurait du sens.

Bu mantıklı olur.

Comment aurait-elle su ?

O nasıl bilebilirdi?

Cela aurait pu m'arriver.

Bu bana olabilirdi.

Tom aurait pu changer.

Tom değişebilirdi.

Tom aurait dû demander.

Tom sormalıydı.

Tom aurait pu refuser.

Tom reddedebilirdi.

Tom aurait dû t'écouter.

- Tom seni dinlemeliydi.
- Tom sizi dinlemeliydi.

Tom aurait dû m'aider.

Tom'un bana yardım ediyor olması gerekir.

- S'il avait travaillé plus dur, il aurait pu réussir.
- Aurait-il travaillé avec davantage d'application, il aurait pu réussir.

Daha çok çalışsaydı başarabilirdi.

aurait été la meilleure issue.

düşündüm ki ölüm en iyisi olur.

Il n'y aurait aucun problème

hiçbir sıkıntı olmayacaktı

Il aurait dû passer l'examen.

Sınava girmeliydi.

Il aurait dû la fermer.

Çenesini kapalı tutmalıydı.

Tom aurait dû payer Marie.

Tom, Mary'ye ödemeliydi.

Ça aurait pu être pire.

Daha kötü olabilirdi.

Tom aurait dû voir ça.

Tom onu görmüş olmalı.

Il aurait dû être acteur.

O, bir aktör olmalıydı.

Ça aurait pu être moi.

O ben olabilirdi.

Cela aurait pu être évité.

Bu önlenebilirdi.

Il aurait dû être comédien.

Komedyen olmalıydı.

Tom aurait dû inviter Mary.

Tom, Mary'yi davet etmeliydi.

Tom aurait pu me parler.

Tom benimle konuşabilirdi.

Cela aurait dû être prévu.

O beklenmeliydi.

Qui aurait pu prévoir ceci ?

- Bunu kim öngörebilirdi ki?
- Bunu kim tahmin edebilirdi ki?

Comment aurait-ce pu exploser ?

Nasıl patlamış olabilir?

Tom aurait dû protéger Mary.

- Tom, Mary'yi korumalıydı.
- Tom'un Mary'yi koruması gerekirdi.

Ça aurait pu me toucher.

O bana çarpabilirdi.

Tom aurait dû manger plus.

Tom daha fazla yemeliydi.

Tom aurait dû dire oui.

Tom evet demeliydi.

Tom aurait dû travailler davantage.

Tom'un daha sıkı çalışması gerekirdi.

Tom aurait dû être acteur.

Tom'un bir aktör olması gerekirdi.

Tom aurait pu nous suivre.

- Tom bizi takip edebilirdi.
- Tom bize uyabilirdi.

Dès qu'on aurait allumé la TV, tout aurait été consacré à ce sujet.

TV'yi açtığınızda her şey bunun hakkında olurdu.

- J'ignore ce qui aurait pu se passer.
- J'ignore ce qui aurait pu arriver.

- Ne olmuş olabilirdi bilemiyorum.
- Ne olabilirdi bilmiyorum.

- Tom aurait été très fier de toi.
- Tom aurait été très fier de vous.

Tom seninle çok gurur duyardı.

Sans cela, elle aurait pu mourir.

Bunlar olmasa, annem ölebilirdi.

Le caleçon ? Il aurait déjà brûlé,

Külot mu? Külot şimdiye çoktan sönerdi.

Il aurait dû acheter quelques stylos.

Bazı kurşun kalemler almalıydı.

Sans ton aide, il aurait échoué.

Senin yardımın olmasa o başarısız olurdu.

Smith aurait dû dire la vérité.

Bay Smith gerçeği söylemeliydi.

Sans son conseil, il aurait échoué.

Onun tavsiyesi olmadan, o başarısız olurdu.

Tom aurait dû danser avec Mary.

Tom, Mary ile dans etmeliydi.

On aurait dû suivre son conseil.

Biz onun tavsiyesini dinlemeliyiz.

Elle aurait échoué sans son aide.

Onun yardımı olmasa başarısız olurdu.

Un lecteur attentif aurait noté l'erreur.

Dikkatli bir okuyucu hatayı fark ederdi.

Cela aurait pu être bien pire.

Bu çok daha kötü olabilir.

Elle aurait dû être plus prudente.

Daha dikkatli olmalıydı.

Je pense que Tom aurait apprécié.

Sanırım Tom ondan hoşlanırdı.

De quoi Tom aurait-il besoin ?

- Tom'un neye ihtiyacı olurdu?
- Tom'un neye ihtiyacı olacaktı?

Comment Tom aurait pu faire ça?

Tom onu nasıl yapabildi?

Qui d'autre aurait pu le faire ?

Başka kim bunu yapabilirdi?

Cela aurait pu être encore pire.

Daha kötüsü olabilirdi.

Il n'y aurait pas de concurrence.

Rekabet olmazdı.

On aurait dit que c'était Noël.

Neredeyse Noel gibiydi.

Un petit avertissement aurait été bien.

Küçük bir uyarı güzel olurdu.

Tom aurait pu se blesser aujourd'hui.

Tom bugün kendini incitebilirdi.

Tom aurait dû gagner la course.

Tom yarışı kazanmalıydı.

Qui aurait pu répandre cette nouvelle ?

O haberi kim yaymış olabilir ki?

Tom aurait pu être grièvement blessé.

Tom ağır yaralanabilirdi.

Je pensais que Tom aurait faim.

Tom'un aç olacağını düşündüm.

Elle aurait pu le rencontrer hier.

Onunla dün buluşabilirdi.

Tom aurait dû nous le dire.

Tom bize bundan bahsetmeliydi.

Tom aurait dû être au lit.

Tom yatakta olmalıydı.

Nous savions que Tom aurait gagné.

Tom'un kazanacağını biliyorduk.

La balle aurait pu me frapper.

O top bana çarpabilirdi.

Aurait-il pu s'agir d'un meurtre ?

Bu bir cinayet olabilir mi?

Tom aurait pu faire beaucoup mieux.

Tom çok daha iyi yapabilirdi.

Quelqu'un aurait pu nous suivre, j'imagine.

Sanırım birisi bizi takip edebilirdi.

- Une rumeur circule qu'elle aurait un nouvel emploi.
- Une rumeur circule qu'elle aurait un nouveau boulot.

Onun yeni bir iş bulduğu konusunda dolaşan bir söylenti var.

- Elle aurait aimé disposer de davantage de temps.
- Elle aurait aimé disposer de plus de temps.

O daha fazla zamanı olmasını diledi.

- Il aurait aimé disposer de plus de temps.
- Il aurait aimé disposer de davantage de temps.

O daha fazla zamanı olmasını diledi.

- Ton père aurait été très fier de toi.
- Votre père aurait été très fier de vous.

Baban seninle çok gurur duyardı.

- Cela aurait pu être n'importe lequel d'entre nous.
- Ça aurait pu être n'importe laquelle d'entre nous.

İçimizden herhangi biri olabilirdi.

Ma mère aussi aurait eu un coparent.

annemin de ortak ebeveyni olabilirdi.

Il aurait mangé 126 villageois de l'Himalaya.

"insan yiyen Rudraprayag parsından" bahsediyor.

Qui sait ce qui aurait pu être.

neler olabileceğini kim bilebilirdi.

Je pensais que Tom aurait dit cela.

Tom'un onu söyleyeceğini düşündüm.

Cela aurait du sens, n'est-ce pas ?

Bu mantıklı olurdu, değil mi?

On aurait dû faire attention à l'annonce.

Duyuruya kulak vermeliydik.

Elle aurait dû s'acheter une voiture d'occasion.

O ikinci el bir araba almalıydı.

On aurait dû se lever plus tôt.

Daha erken kalkmalıydık.

Tom aurait été très fier de vous.

Tom seninle çok gurur duyardı.

Dan aurait été assassiné dans son lit.

Dan görünüşe göre yatağında öldürüldü.