Examples of using "Arriver" in a sentence and their turkish translations:
- O olabilirdi.
- O olabilir.
Her şey olabilir.
O gelmeli.
Her şey olabilir.
Hadi, bunu yapabilirsiniz.
New York’un kuzeyindeki küçük bir kasaba
Eve var.
Oradan yeni geldim.
Bir şeyler olacak.
Bazen olur.
Ne zaman geleceksin?
Onu asla yapmayacağız.
Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.
Onu yapabilirsiniz.
Hadi, bunu yapabilirsiniz.
Evet evet bu olabilir
Otobüs yakında gelecek.
Tom'un öğleyin gelmesi bekleniyor.
Biz zamanında varmayı umuyoruz.
Bunu birlikte yapabiliriz!
Sorun kokusu alıyorum.
Onlara ne olabilirdi?
Tom'un bugün gelmesi gerekiyor.
Bu herkesin başına gelebilir.
Ne zaman varmamız gerektiğini öğrendim.
Tom gelecek ilk kişiydi.
Sonra finansal desteğin gelmesi gerekiyor.
Macera başlıyor! Hadi, bunu yapabilirsiniz.
Kötü bir şey olacak.
Gelecek son kişiydi.
O ilk olarak vardı.
Onun geldiğini duymadım.
Onun geldiğini duymadım.
Tom son olarak vardı.
Bunun olacağını biliyordum.
Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.
Herkesin başına gelebilir.
- Uzlaşmamız gerekiyor.
- Mutakabata varmamız gerekiyor.
- Anlaşmaya varmamız gerekiyor.
- Anlaşmamız gerekiyor.
Bir yıl içinde çok şey olabilir.
Bu er ya da geç olacaktı.
Onu olduğunu görmedim.
Sen buraya ilk gelensin.
Neredeyse zamanında geldin.
Tom her an burada olacaktır.
Ne olacağını biliyordum.
Oraya otobüsle gitmek iki saat alır.
Bunun olmasına izin veremezdim.
"Bekleyin, polis hemen gelecek."
diz içine girebiliriz.
dünyanın başına gelecek olan bu kıyamet
köşeden gelmesini izlerken
Korkunç bir şey olmak üzere.
Ona kötü bir şey olabilir.
- Oraya varmak bir saat alacaktır.
- Oraya gitmek bir saat sürer.
O, zamanında varmak için koştu.
Bu bazen olur.
Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
Böyle bir şeyin olabileceğinden kuşkulandım.
Bu bazen olabilir.
Erken geleceğimizi düşünüyorum.
Dan varan ilk kişiydi.
Ben her zaman bunun olabileceğini biliyordum.
- Onu yapabileceğini biliyorum.
- Başarabileceğini biliyorum.
Sen en son geldin.
Ona ne olmuş olabileceğini bilmiyorum.
Muhtemelen gemimizin limana geldiğini gördüler.
Sen neler olabileceğini biliyorsun, değil mi?
Ne kadar sürede evime varabilirsin?
Onlar asla yapamayacağına inanmadı.
Neyse ki başarıya ulaşmanın bir sürü yolu var.
çünkü bunu tek başımıza yapamayız.
Havaalanına giderken zorluk çektim.
- Babam saat 16:30'da Honolulu'ya varacak.
- Babam öğleden sonra 4:30'da Honolulu'ya varacak.
Bir şey geliyor.
Öğleden önce oraya varmam mümkün değildir.
O zamanında gelmeyi başaramadı.
Tren altıda bekleniyordu.
Kimse ne olacağını öngöremez.
Bir saat içinde ofise gitmeli.
Ben onu halledebilirim.
Sadece Tom'un ne zaman geleceğini bilmek istedim.
Gece uçuşuyla varacak.
Onu zamanında yapmayacağız.
Sen gitmeden önce ben istasyona gidebilirim.
Sanırım tren yakında gelecek.
Yolda ona bir şey olmuş olmalı.
Onun olacağını sanmıyorum.
Tom'un evine nasıl gidileceğini sana söyleyeceğim.
Onun olmayacağını söyledin.
Eğer acele edersen bunu yapabilirsin.
- Tom neler olabileceği hakkında endişeli.
- Tom neler olabileceği hakkında endişeleniyor.
Uçağımın 14.30'da gelmesi gerekiyordu.